Bir Eski Paris Evinden İçremsel Görümler

"Güneş cebimde bir bulut peydahladı. Taş, kördür diye yazdım. Ölüm, geleceksiz. Şeylerin yalnız adı var. Ve: 'Ad evdir.' (Kim söyledi bunu?) Dün dağlarda dolaştım, evde yoktum. Bir uçurum bize bakmıştı, uçurumun konuştuğu usumda. Buydu bizim kendine sonsuz olanı duyduğumuz. Nesneler ki zamanda vardır. (...) Yağmur yağmamazlık edemez. Taş, düşmemezlik." İlhan Berk

yazı resimYZ

Gelip de göremediğim serin dokusunda bahar
Pembeleşiyor kubbeli uzantısında evin
Dönüşüm döngüsünde beyaza renklerin
Cézanneın vazosundan mavi teğelli
Mimoza istifli sırlı sarı petekler
Daha da yakından genleşiyor oda
Güneş ışığına karşı gül ebruli.

Evin dışına taşmış da sokak adım adım
Ve yollar ve geçitler ve yedi kedili kuyruk
Savrulup gitmiş yeşilimsi gölgeliklere.

Kapı içinde kapı, cam içinde cam
Hep birlikte betimsiz o ninniyi bellemekte
Les vases dargile et le buffet de Rimbaud
La pierre au plus près - la mer au plus beau...

İçine kapanıyor taş ev sırtını dönerek güne
Arada bir perdeli kapı, ya da kapılı pencere
Açılıyor pancurlar, kapanıyor pancurlar
Loşluğunda bahçenin arka çiçeklerine.

Uzak içremleri izliyor anların gizemi
Eski evde dinen soluklar ve ayak sesleri
Gece derinliğinde eriniyor törensel nöbetine
Dokunuyor yağ ve tütsü kokusuyla
Ardışık rüzgarlara havada tenin.

Başa Dön