Bu evin kapıları
(Seni ölesiye seven
O kadın tarafından)
Bir daha açılmadığında,
Saçaktaki mahzun bir kuşun titrediğini
Görmeyeceksin.
Çünkü / henüz,
İki bahar çiçek açtın,
Ama / küçüğüm
Büyüyeceksin.
Sadece
Senin bakışlarınla aydınlanan
O yorgun yüz,
Dinlenmeyecek gözlerinde,
Seni saran kollar
Okşayan eller
Varlığınla dolmayacak.
Ocakta
Senin sevdiğin yemekler
Kaynamayacak.
Nerede bu kadın?
Neden
Açılmayan kapılarda yok?
Artık pencerede neden beklemiyor yollarını
Kimse bunu sana
Anlatmayacak.
Haydi sor
Kimdi o kadın?
Şimdi nerde? diye.
Lâkin
Kim anlatsa o kadını
Hep bir şeyler eksik kalacak,
Hedefler
Asla onikiden vurulmayacak.
Sen / o kadının
Yorgun gövdesinden çıkan bir dalın
Yeni açmış çiçeğisin bebeğim
Sevgilisin.
Bil ki
Hamuru bal şekerle karılmış
Henüz dili açılmamış,
Dünyadan habersizim!
Sen burada kalacaksın,
O uzaklarda.....
Ama
O kadın
Bir yanıyla gitse de buralardan
Diğer yanı
Mavi gözlerinde kalacak.
Kirpiklerinin gölgesinden
Dünyaya bakacak.
O savdı sırasını
Verilen rolünü oynadı çoktan.
Sahne aynı sahne
Dekor aynı dekor olsa da
Şimdi sahne sırası
Sende bebeğim.
Gül yanaklı
Badem ağızlı çocuk!
Haydı çık sahneye
Rolünü oyna.
Ama
O evi / o kadını
Sakın unutma.
- Torunum Enes'edir bu şiirim.