Bir ilişki başlasın için mi ?

Fikir bazan fikir olmaktan öte anlamlar da içerebiliyor !

yazı resim

Tamam peşinen kabul. Bu başlık dilbilgisi açısından yanlış. Ama aksettirmek istediği düşünce de sosyal açıdan bir o kadar yanlış ve aksak bence. Ve ben bu yazıyı yazmak üzere televizyonun karşısındaki koltuktan kalkıp bilgisayarın başına oturmaya kendimi ikna etmezden bir önceki karede ise

Filmdeki doğal sarışın ve geçkince olmaya yüz tutmuş ama hala oldukça beğeni uyandıracak derecede hoş ve vamp olan kadın eskiden tanıdığı orta yaşlı iyi giyimli iri yarı avukatı iş arkadaşı ve aynı zamanda ondan daha genç fakat daha az seksi olan Suzyle tanıştırıp adamın bardaki bilardo masasından bankonun yanına gelmesini ; Suzyye şampanya ısmarlamasını müteakiben olanca hoppalığı ve seksi edası ile gitmeliyim dedi. Muzaffer bir kumandan yahut çok özel bir günahkarın büyük sırrını az evvel paylaşmış bir papazın suratında oluşabilecek türden hınzır bir ifade ve kendinden emin bir gülümseme ile adamı son bir kez tepeden tırnağa süzdükten sonra ; dışarı çıkmış modern bir kadının vazgeçilmezi olan ve dar siyah gece elbisesi ile aynı renkteki çantasını koluna takıp vestiyer yönelmeden evvel Suzynin kulağına eğilip -Gizemini koru , eski erkeklerden asla bahsetme ve onunla bu gece asla yatma demişti.

Tanrım dedim ne kolay o ellerde bu işler. Ve bir o kadarda az kirletilmiş bir basitlik. Zira iki insan ne kadar bedenleri ve hormonları için tek gecelik ilişkilere niyet etseler de aşık olup uzun up uzun ilişkilerde bulabiliyorlar ruhlarını ; Modern kadın ve erkekleri şu Frenk ellerinin diye geçirdim içimden. Haslet gibi gelse de bir tespitten öte bir şey değildi aklımdan geçenler aslında. Bizde modern insanlardık halbuki. İçinde yaşadığım kesitinde toplumun etraftakileri eleştirmekten kendini düzeltmeye ; Hatta düzeltmeyi bir yana bırakın acaba hatalarım var mı diye bile düşünmeye bile zaman bulamayan o kadar çok kadın yada erkek var ki anlatamam. Bu modern çevrede kendi cehaletimin farkında olmamın şaşkınlığı mı ? Yoksa bu sözünü ettiğim insanlara duyduğum ve gerekliliği bal gibi tartışılır saygıdan mı bilmem ? Eleştiremedim o insanları pek bir etraflıca ben bu güne değin hiç . Zira eleştirildiğimde ilgili şahıslara gösterdiğim uzlaşmacı tavrın bana nelere mal olduğunu bilmek sevdiğim insanları eleştirmekten alıkoydu hep beni. Zaten bundan böyle de eleştirmek gibi niyetim olduğunu düşünmemekteyim. Gene her zaman yaptığımı yapıp acaba diyeceğim sanırım. Ve böyle yapmaktan henüz sıkılmış olmasam da bir son vermem gerektiğini kavradım sanırım bu günlerde.

Modern toplum denen kalabalığın erkek ferdi bir kadına yaklaşırken belli başlı kalıpları gözetmek zorunda bence. Şayet tanışma esnasında lehine olabilecek bir takım avantajlara sahip yada torpilli bir tanıştırılma seansının bariz etkisi altında değilse tanıştırıldığı kadın ! Bu durum neredeyse şart. Erkek kadından alacaklarının asıl önemli unsur olmadığını asıl amacının kendisindekileri vermek olduğu YALANINA önce kendini sonra kadını inandırmak zorunda ne yazık ki !!!

Eski zamanların zor fakat bir ufacık ortak noktadan yola çıkabilecek kadar kalender, mütevazı ve cesur kadınları mahalle kuaförü yapılı saçları, duru makyajları oldukça usturuplu bir dekolte içeren koyu renk bluzlu dokuz çarpı on üç santimetre ve kenarı sürfile edilmiş siyah beyaz fotoğraflarıyla aile albümlerinde ki yerlerini çoktan aldılar bile !

Modern kadın ne kadar haksız yere doyumsuzlukla suçlanırsa suçlansın kendini savunmaya gerek bile duymadan önceki nesil kadınların uğradıkları türlü eziyetin karşılığı olan hoşgörü mirasından genetik ve toplumsal olarak doğan haklarını fütursuzca son damlasına kadar kullanmaktalar. Mücadele etmek bir kenara dursun atasözlerinin içini boşaltırcasına yalnız , bekar , ekonomik açıdan hür ; bir o kadarda kozmetik ve yeni çağ icadı moda fikir ve aksesuarların avantajıyla adeta silahlarını kuşanıp her köşeden saldırmaktalar hayata. Beklemek , bir köşede oturmak değil yöntemleri. Fakat yinede kadın olmanın avantajından sonuna dek yararlanıp tarzları ne olursa olsun sadece ışıldayarak olağan erkek salaklığının meyvelerini topluyorlar bu zamanlarda bence. En hızlı geçinen ve hayatına girmiş kadınların bırakın özelik ve adlarını , sayısını dahi hatırlamayan zampara geçinen adamcıkların bile reddedildikleri onaylandıklarından kat be kat fazladır. Buda ne yazık ki söz konusu şey türü ne olursa olsun bir ilişki ise şayet iplerin tamamen kadının elinde olduğunu ve söz konusu ışıldamaya kanan adamcığın üstelik kendini seçim yapmış gibi hissedecek kadar zavallı bir mevziiye çekmesine bile yol açmaktadır.

Artık kriter ne gözler ne sözler, kadın güçlü evet gerçekten güçlü. Erkek pek bir zavallı bu devirde. Annelerinin yada komşu Münevver teyzelerinin bulabileceği ; Mazbut olmak dışındaki tüm psikolojilere yabancı ve bir erkeği mutlu etmek üzere yetiştirilmiş masum ve namus abidesi olan aile kızlarını bile bir on yıl idare edemeyecek. Onların bin bir baskı ve çabayla daracık tutulmuş vizyonlarını hayattaki cinsel ve toplumsal tecrübesizliklerinin avantajlarını bile kısa zamanda kapatmasına engel olmak istese dahi bunu başaramayacak , bir lokma bir hırka fıtratını bir erkeğin babasının uyguladığı erkek baskısını bir nebze dahi uygulayabilse bir ömür boyu kendini mutlu hissedecek bir kadına dahi sahip çıkamayacak bir sürü hemcinsim her tarafta atıp tutmakta ne yazık ki. Hatta bazıları memleketi yönetmekte. Yukarıda belirttiğim ne yazık ki toplumsal bir tavır olan ve asla tasvip etmediğim yöntemlerle kız evlat yetiştirmeye kalkan aileler galiba kadının bu gücünün ve hayata karşı duydukları ve ustalıkla yansıttıkları tepkinin mimarları sanırım.

Zira bencileyin ortalama salaklık çizgisindeki bir erkek 15 inde gece eve gitmemeyi yada 17 sinde içkili gitmeyi bir özgürlük hali gibi ; 18 inde bir arabanın direksiyonu yada bir motorun tepesinde kendisini martı Livingston gibi hissetmeyi özgürlük duygusunun tavan yapmış olması gibi yanıltıcı bir ruh haline bürünüp ; Özgürlük ihtiyacını güdükleştirip dururken kadın ise özgürleşme ihtimali ile çok daha olgun bir yaşında ve muhtemelen daha çok kitap okuyup daha çok kadın yada erkek , daha çok hayat, hata, çözüm ve ilişki gözlemlemiş ve bir takım yargılara adam akıllı varmış olarak yüzleşiyor bu devirde bence. Buradan çıkacak sonuçta pek şaşırtıcı değil elbetteki. Kadın mutlu olmaya daha yakın

Ama gelin görün ki bunu başaramıyorlar bence. Zira mutlu olmanın altın anahtarı salak olmak bir miktar. Bu biz erkekleri genetik açıdan biraz daha şanslı kılsa da kendini mutlu sanmak adına ; Gerçekçi bir sağlama yaptığınızda yada bu yazıdaki gibi olan biteni anlamak adına bildiklerinizle yüzleşince ortaya çıkan sonuç pek hoş değil bence. Üstelik insanın ağzında yeni patlamış barut kokusunu andıran acı ve kurşuni bir tat bırakmakta.

Ama yinede ister kadın ister erkek olalım yeni bir ilişkiye ihtiyaç duyuyorsak en bilindik neandertal numaraları bile modern versiyonları ile tekrar edip durmaktayız. Sevilmeye olan ihtiyacımızı sevmekteki başarımız ve yeteneğimiz gibi lanse edip kısa,orta yada uzun vadede hüsrana yol açan bir değil bin yığın ilişki denemesine anlamsızca ve bir o kadarda salakça bir cesaretle atlama eğilimdeyiz hep. Hem de kendimiz bile kandırmak pahasına en ihtiyacımız olmadığını iddia ettiğimiz , en ilişki tepkili olduğumuz en keskin söylemlerimizi yaptığımız anlarda bünyemiz daha bir müsait bu ihtiyacın bize bulaştıracağı lanet virüslere ve her türlü olumsuz yan etkisine !

Modern çağın kadınlarını , erkelerini , ilişkilerini anlatmaya kalkan ve hatta kendini dev aynasında görüp bu durumların psikolojik açılımlarını yapmaya cüret eden bir adamın (ki cahil cesareti tabanlı ahkamları kesen kişi ben oluyorum ) Şarkılar seni söyler dillerde name adın şarkısı radyoda çalınca bir sigara daha yakıp bir türlü özümsenememiş bir hüzne ufak yollu gark olmakta iken bir yandan da yazmaya devam ederken bile huysuz ve tatlı kadıııın nakaratına eşlik etmeyi bir nevi vazife telakki etmenin şaşkınlığını anlayamamış olmaktan dolayı anlatamayacak olmanın ezikliği içerisindeyim.

Dolayısı ile ne kadar moderniz ki. Yada modernlik denen şeyle modern olmanın çok faklı şeyler olduğu , yaşadığınız çağa modern denmesinin sizin modernliğinizin bir ölçüsü olmaması , modern olmanın hayat içindeki yerinin aslında pekte modern bir davranış olmayacağı gibi bir yığın sorun kafamı kurcalarken ben. Bunca zırvalığı bir ilişki tesis etmenin neresiyle bağdaştırabileceğime bir kulp bulmaya çalışıyorum. Bir alakası var elbet biliyorum. Bundan adım kadar eminim lakin adımdan o kadar emin değilim. Acaba ben anlattığım kişi miyim ? Yoksa hissettiğim kişi miyim ? Hangisi yanılgı ? Anlattığım biri gibi olduğumu mu sanmaktayım yoksa olduğumu sandığım kişiyi mi anlatmaktayım ?

Aslında bu bir çelişki ve kimlik arayışı değil inanın . Ne olduğumuzun bir önemi yok aslında. Modern çağın kadının ve erkeğinin ne olduğunun da ! Dürüstçe bir yaklaşımla benden ne olabiliri size anlatıyor olmalıyım. En azından amacım budur. Her ne kadar bildiklerim bir şeyler söylememe yol açsa da hala kendi söylediklerimden bile bir şeyler öğrenebilecek kadar bilgisizim ben ! Amaç mutlu olmak kendini mutlu sanmak değil bence. Amaç bir ilişki tesis etmek değil. Nasıl ki hangi radyo istasyonunu dinleyeceğimize kendimiz karar veriyorsak gecenin bu saatinde şuna da karar verip dürüstçe söyleyebiliriz aslında !

Amaç bir ilişki tesis edip bunun ne zorluklarla yapıldığını anlatan metaforlarla bezeli metinlere sarılıp sırf bu nedenle ilişkiye ve taraflarına değer vermek değil. Amaç modern yada geleneksel bir yolla kendini bir ilişkinin içinde bulma fikrine eh işte bile olsa razı gelmekte değil. Tamam bir iki kelam ahkam kesme cesaretini alacak cehaletimizin sınırının bittiği yere geldik ve farkındayız bu durumun.

Hülasası sizin ne istediğinizi bilmem ama ben ne istediğimi biliyorum. İlişki nasıl başlar ve neye mal olursa olsun. Ben HUYSUZ VE TATLI KADINIMI İSTİYORUM hem de onu istediğimden çok ONUN BENİ İSTEMESİNİ istiyorum !

Çok şey mi istiyorum ?

Gültekin BAYIR

Başa Dön