Nutuk atmayı bilmez gözlük camını silmez
Gerneşir durur güne bizim köyün kıllısı
Miskinlikte demirler asla kata geçilmez
Sanırsın edasından âlemin akıllısı
Romen Diyojen ile aşık atar çoğu kez
Kallavi sözler eder çelişir kendisiyle
Asla onu tutamaz nişangâhla göz ve gez
Kamuflaja bürünür hayalinin isiyle
Muhtar ile azayla selam yollar ilçeye
Seçimden seçime de gerçek vatandaş olur
Bir kuru bir pilavla yük olur ek bütçeye
Sandığa oy atarken birey olmayı solur
Hükümet dendiğinde o hep muhtarı anlar
Ajans majans dinlemez gidişattan bîhaber
Şimdi haza yaşlandı çok gençti bir zamanlar
Elinde asasıyla hem garip hem derbeder
Ne malı var ne mülkü ne de samurdan kürkü
Mirî malı ne bilmez yediği bulgur aşı
Yalnızca yüreğinde demlenir yanık türkü
Aybaşında bankaya yatmaz onun maaşı
Bizim köyün kıllısı tamah etmez dünyaya
Ne çakar almazı var ne yürük bir düldülü
Varacağı her yere ulaşır sade yaya
Hep hazan makamında şarkı söyler bülbülü
Ankara, 20.04.2018 İbrahim KİLİK