İçinizde bir sıkıntı hissediyor, Allahın ilhamı olan vicdanınızın yaptığı Rahmani uyarıyı dinlemiyorsanız..
İçinizden Kurana uygun olmayan düşünceler geçiyorsa...
Allahı anma konusunda gevşeklik gösteriyorsanız...
Allahın sınırlarını korumaya, buyruklarını yerine getirmeye özen göstermiyorsanız...
Planlarınız Allahın hoşnutluğu dışında farklı bir amaca yönelikse...
Kendi çıkarlarınız diğer müminlerin çıkarlarından daha öncelikliyse...
Kendinize ya da bir başka mümine yönelik kuşkunuz/kötü zannınız varsa...
Özel olduğunuzu, yerinizin doldurulamayacağını düşünüyorsanız...
Yaşadığınız olaylar karşısında haksızlığa uğradığını düşünüyorsanız...
Yaptığınız özverili davranışların insanlar tarafından bilinmesini, bundan söz edilmesini istiyorsanız...
Sevdiğiniz bir şeyden özveride bulunmanız gerektiği halde, bahaneler üretiyorsanız...
Dünya malına karşı hırsla bağlılık duyuyorsanız...
Gelecek korkusu taşıyorsanız..
Kuranla uyarılmaya karşı tahammülsüzseniz...
Allaha, dine düşman birine karşı içinizde sevgi ve bağlılık duyuyorsanız...
Kuran okumak, dua etmek ya da salih amellerde bulunmak için vaktiniz olmadığı mazeretine sığınıyorsanız...
Eğer hissettiğiniz sıkıntı buradakilere benzer bir durumdan kaynaklanıyorsa, apaçık düşmanınız şeytan yanı başınızda demektir.
Tüm bu düşünceler de size değil, şeytana aittir; onun, sizi saptırmak amacıyla kalbinize fısıldadığı sözleridir.
Şimdi... Neden Allaha neden sığınmıyor, şeytanın sizi ele geçirmesine izin veriyorsunuz?
Ayetteki uyarıya dikkat edelim:
"Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin BENİM KULLARIM üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur." (Hicr Suresi, 42)
Allah, şeytanın kışkırtıp-saptıramadığı insanları "BENİM KULLARIM" olarak tanımlarken, siz şeytana mı aldanıyorsunuz?
(Allahtan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allahı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 201)
Düşünüp bildiniz... Çözüm açıktır; Allaha sığınmak!