"Yazarlar, ölümsüzlük arayan sineklerdir; editörler ise sineklik." - Dorothy Parker"

Bu Havada

yazı resim

sana anılarımızı bıraktım
çocukluk hayâllerimizi
düşlerimizi bıraktım
her sabah uyandığında yine beni gör diye,
sessizliğimizi yolladım
bazen de çılgınlar gibi bağırarak söylediğimiz
şarkılarımızı gönderdim,
yüzünde biraz acı bazen de tatlı gülümsemen olsun diye
bize ait ne varsa hatırla
paylaştığımız yemeğimizi, içtiğimiz suyu
gittiğimiz yolları/kavuşamadığımız yolları
uzun ayrılıkları hatırla
ve özlemle kucaklaştığımız
üç güne sığdırmaya çalıştığımız sohbetlerimizi anımsa
kavga edip gözümüzü kırpana dek geçen zamandaki barışmalarımızı
o evin terasında oturup hüzünlere şarkı söyleten
geçip giden aşklara birlikte ağlayan
sırların, itirafların uçurumlarında dans eden
ikimizi hatırla
bazen de kalabalık olmuş başımız
gülmüşüz eğlenmişiz, yine sarhoşuz
başbaşa kalmayı beklediğimizi hatırla
birden kayıp gidenlere
yok olan dostluklarımıza
özlediğimiz insanlara ağla
son yolculuklarına omuz omuza uğurladığımız kara günlerimizi hatırla
bir babanın aynı evladı
bir annenin kendi evladı gibi baktığı eski bir dostunu anımsa
gülümse
ağlama
"bu havada gidilmez" demiş bir kadın
sen dinlettin bana
gidilmez
aslında hiç gidilmez
ilk aşkına göz diktiğimi hatırla
ve nasıl gidildiğini anla

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön