Su ateşle halvette naz üstüne söyleşir.
Demlikle semaverdir bu muhabbete şahit.
Bardak o demde biraz hasret ile eyleşir.
Çay suyla buluşunca gelir visale vakit.
Bülbül uzaktan bakar eller yudumlar gülü.
Seherde şebnem düşer ayrılık ağacına.
Gözler gıptayla izler yakut renkli saf tülü.
Bardaklar kurulunca demliğin yamacına.
Tevazunun simgesi demlik başını eğer.
Haz şekli zuhur eder ince belli özünde.
Yakut tenli cerenler nazla dudağa değer.
Bu emsalsiz manzara buğulanır gözünde.
Turnalar özlem taşır ipek kanatlarında.
Bulutlar içten içe hayranlıkla seyrder.
Hayal sefere çıkar muhabbet atlarında.
Bu hikâye değişmez yaşanır keyfekeder…
Ankara, 18.12.2011 İ.K