Bir sabah uyandığında
Yağmalanmış bir şehrin
Sessizliğine bürünecek anıların.
Karakışın koynunda kuruyacak taze baharın.
Sana yazılmış şiirlerim,
Gözyaşında birer birer alevsiz yanacak.
Gözlerin karanlığa perde perde düşerken
Üşüyen yüreğin,
Sana gülümseyen yıldızları
Anlatan bu garip adamı arayacak...
Bir sabah perdeleri güneşe araladığında
Kanatları parçalanmış
Bir serçe yavrusu düsecek avuçlarına.
Tarifsiz bir korku eklenecek gözyaşına .
Soğuk ellerin alevde ısınmazken
Islak gözlerin hep
Üşüyen yüreğini gülüşleriyle ısıtan
Bu garip adamın sıcak ellerini arayacak...
Bir sabah pencereni rüzgarlar açtığında,
Taze hazanlar düşecek ellerine.
Dalgalar yalnızlığını bırakacak sahillerine.
Gözlerin güneşte ısınır zannederken
Sen yalnızlığın gölgesinde üşüyeceksin.
Ağustos sıcağının ateşle dansında
Yıldızların soluklandığı dağınık saçların
Çiçek kokulu nefesimi arayacak...
Bir sabah uyandığında
Tenini soğuk terler içinde
Sol yanını tarifsiz acı içinde bulursan,
Ve korkudan irkilip
Gözlerinde varlığımı ararsan,
Senin bir damla gözyaşına
Canını verecek kadar seven bu adamı
Yüreğinde bir daha bulamayacaksın.