Hurucumla çıktım
Burcumla vurdum
Bizim izan bilmez fakirlikti kaderimiz
Ve dahi cehaleti imanımız
Mücadelesi, bunları yetinemez gibi
Acıkınca burcunu yiyor
Yatınca burcunu üzerine örtüyor
Dışarı çıkarken burcunu takıp takıştırıyor
Burcunu sürüp sürüştürüyordu
Burcu akıl, aklı da; burcu olmuştu
Kovayken belli ki başımıza teraziden düşmüştüler
Toplumsal süreci;
Camiyi ahır yaptılar söylemiyle anlıyor ve anlatıyorlar
Vatanı; hamasetle savunup, savunduruyorlar
Dış işleri; kardeşlik, akrabalık, mezhep üzerinde Allahlık
Oysa sömürünün, sömürülmenin sosyal itesi yoktu
İşsiz bırakıp
Gazozuna ilaç katıp
Sokakta tecavüz ettiğimiz de kardeş ve mezhepselimizdi
Kem talihim, kara bağrım
Belli ki tilki görünümlü, öküz burcundandık
Dün inayetti, bugün aciziyet
Önceki gün faili meçhuldü bu gün cinayet
Üç gün öncesini hatırlamıyordu
Hafıza hafıza değil kayıp bürosu
Büyük gözlerle anlamlı bakışla öküz öküz
Bir anı yakalamış seviyor diyordu tüyosu
Açık açık ki burcu balıktı
Bin beş yüz sene öncesinde kalıktı
Konuşuyordu ama burada değildi, alık alıktı
Sorup burcuyla evleniyordu
Zekâ keskinliği büyüyor bununla devleniyordu
Aslan kükrer, kedi miyavlar
Gönlünce, karşı gönülleri tavlar
Zanneder ki bunlarla iyi gider havalar
Koç meler, köpek havlar
İpe sapa gelmez, ahmakça savlar
Astrolojim, falım; patolojim olur çalım çalım
Burçtan derdi kazarken kuyu, buydu huyu
Akrebin kuyruk titretmesi, belli ki yılan sokmasındandı
04.03.2016