Bir destan gibi güzelligi, adina benzemez kaderi.
Simdi onu hatirliyorum.
Henüz daha onbesinde bir kizcagiz.
Güzelim Gülsüm.
Yavuklusunu gördügünde yanaklari alev kesen, ince dal gibi bedeni zelzele geciren.
Yari cocuk yari kadin bir cancagiz.
Anadolu topraginda erkenden serpilmis, gögüsleri gölge veriyor.
Babasi onu evlendirivermis, namus derdine düsmemek icin.
Günsüz, günessiz erimis yitmis körpecik.
O simdi bir boynu bükük gelincik.
Uzanir topraga.
Siirlerin, acilarin cicegi, kan cicegi gelincik.
Kapali bir caki gibi agzi, dört duvar arasinda iki dev gözdü.
Simdi onu hatirliyorum.
Henüz daha onyedisinde bir erkekcik.
Ömrünün en parlak günlerini pasli parmakliklar ardinda harcayan.
Daha yolun basinda kaybolmus.
Birakmislar onu yapayalniz, yol kavramini kavrayamadan düsmüs.
Daha bir adim bile yürüyemeden.
Vesikaligina biyik ciziyor, iki ucundan kivrik, gür ve kara bir biyik.
Bir kitap okumustu, o kitapta bir adam vardi ve o adamin biyiklarida böyle karaydi.
O adamin siirlerini duvarina asmisti.
Köy kahvesinde politika yapmisti.
Yazilar cogaltip dagitmisti.
Anarsist dendiginde kulaklari kizariyor.
Özgürlük denen bir yol vardi, yürümek istemisti o yolda.
Gidebilmek icin babasinin onu göndermedigi okula.
Voltalarinda bir adam, uykularinda bir cocuk.
O simdi boynu bükük bir gelincik.
Uzanir topraga.
Siirlerin, acilarin cicegi, kanli bir gelincik.
Mor örtüsünün altinda ak saclari, yufka yürekli bir anacik.
Simdi onu Hatirliyorum.
Kuru tozun ortasinda diz cökmüs.
Resmini bagrina basmis, kanli mintani öpüyor, kokluyor.
Günese yaktirmamisti onu bugday toplarken.
Buz kesen gecelerde dondurmamisti, gögüsleriyle sarmalarken.
Üfleye üfleye isitmisti onun minik ellerini.
Ay isiginda dogurmustu bebecigini, kuyu kenarinda.
Circir böceklerinin yaygarasinda cigligini duymustu.
Yavrusu, yüreginin isigi, ekmeginin katigi, anasinin gözbebegi, yesil dali.
O simdi boynu bükük bir gelincik.
Uzanir topraga.
Siirlerin, acilarin cicegi, kanli bir gelincik.
Cam sürahide, daglarin sirtinda, bir fotografta görmeyeyim bir gelincigi,
adini duymam yeter. Yansir yasamin kiriklari.Kanatir icimdeki kabuk baglamis tüm eski yaralari.
Bir sihirli cicektir gelincik.
Gül, asklarin ve sevdalarin cicegi. Zambak, yitirmenin ve gecmisin cicegidir. Defne, barisin ve
umudun cicegidir. Gelincik bir baska, o acinin ve hüzünün cicegidir.
Gelincik, bir yarali gönülün sesidir, bir haksizligin feryadidir.
Gelincik, bir dervis cicegidir. Anadolunun ortasinda tek basina durur, kayalarin sirtinda,
dikenlerin arasinda, yol kenarinda, bir göz gibi durur, kan aglayan bir göz gibi.
Bir yara gibi durur topragin sirtinda, kursun deligi gibi.
Gelincik, siirlerin cicegi, acilarin cicegi, kan cicegi gelincik.