Eğitim, günümüzde her insanın vazgeçilmez yasal haklarından biridir. Ülkelerin çağdaş ve modern bir Dünyada yer alabilmeleri için eğitim şart. Zaten birçok yerde de ilk ve ortaeğitim zorunlu hale getirildi.
Tabii, insanların iyi bir eğitim alabilmesi için de şartların uygun olması gerek. Bunun dışında da maddi durumun yerinde olması gerek. Bunlar olmadığı takdirde iyi bir eğitim almak hayal olur.
Dün, internette gezinirken Yeni Kadirli Gazetesinde yayınlanan bu konuyla ilgili ilginç bir haber okudum. Haber, gerçekten ilgimi çektiği için sizlerle paylaşmak istedim.
Topraktepe Köyünde yaşayan Halil Çalışın okula giden 4 çocuğu var. İşte, baba, bu 4 çocuğu okutabilmek için farklı bir mücadele veriyor: Yol Mücadelesi
Baba, mücadelesini yaptığı bu yol hikâyesini aylardır, yıllardır çözememiş. Gitmediği kişi, makam kalmamış. Olayı daha da büyüterek, meclise kadar taşımış. Ama nafile. Bir türlü çözüm bulunamamış olaya.
Okul servisi köye kadar gelip öğrencileri alıyor. Ama bu 4 çocuğu ancak 500 metre uzaktan alabiliyor veya orada indirebiliyor. Yol, tarlaların arasından geçtiği için çok kötü. Her yağmur yağdığında çamur deryası oluyor. Ve hiçbir araç giremiyor.
Halil Çalış, şikâyet ediyor devlete. Devlet, vatandaşın tarlasına yol yapamıyor. Kadastroda yol görünüyor ama mevcut yol tarla olarak kullanılıyor. Üstelik yol, başka bir tarla sahibinin tarlasından geçiyor. Tarla sahibi de ister istemez izin vermiyor. Bu nedenle 4 çocuk, 500 metre geride bırakılıyor. Buradan eve giderken çocuklara köpek saldırıyor ve ısırıyor. Baba, hastaneye götürüyor çocuklarını ve rapor alıyor. Bu olay da mahkemeye taşınıyor. Ama sonuç alınamıyor.
Babanın tek isteği, çocuklarının eğitimlerini alabilmesi. Çalmadığım kapı kalmadı. Ama derdime çare bulamadım. Yağmurlu günlerde araç giremiyor. Girse geri çıkamıyor. Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda rapor tuttu. Devlet yol var, iyileştirelim diyor. Ama bir türlü olmuyor diye dert yanıyor.
Yol kenarlarına dikilen ağaçlar da yolu iyice kaplamış Dallar yolu kapatıyor. Bu nedenle başka bir araç da yola giremiyor.
Baba, yolun yapılması için her yere başvurmuş. Tabii bu da diğer vatandaşlar tarafından hoş karşılanmamış. Onlar da babayı Şikâyetçi diye ilan etmişler. Adamın işi gücü şikâyet etmek şeklinde algılanmış. En sonunda adamı Yol yok deyip adamı kovmuşlar.
Devlet yöneticileri de haklı olarak Yol, başkasına ait bir tarlanın içinden geçiyor. Adamın tarlasına yol yapamayız diyor.
Adamın tek isteği servis aracının çocuklarını alması ve sağ salim eve bırakması. Başka bir şey istemiyor.
İş, o kadar karışık ki çıkmaz bir hal almış. İçinden çıkılması çok zor. Konuyu öğrenen bazı yetkililer konunun çözülmesi için "bir şeyler yapalım örneğin mucur döktürelim yolu iyileştirelim" teklifinde bulunuyor. Tabii yolun kenarındaki ağaçlar da tamamen engel. Onların da kesilmesi gerek. Ama ormancılar buna izin vermiyor. Yaş ağaç kesilmez.
Raporda yağmurlu havalarda taşıma servisi yolun bozuk olması nedeniyle eve varılamamaktadır denmiş. Aynı raporda çocukların yolda köpek saldırısına uğradıkları da belirtilmiş. 500 metrelik yolun acil yapılması uygun görülmüştür. deniliyor. Ama bu yol bir türlü yapılamıyor.
Babanın mücadelesi meclise kadar taşınmış. Şimdi artık Ankaradan Büyük Millet Meclisinden bir karar bekleniyor.
Bu haberi okuduğumda çocuklarımızın ne kadar şanslı olduklarını, iyi ve rahat bir eğitim aldıklarını, modern şartlar altında okullarına gidip geldiklerini düşündüm. Bunun için de şükrettim.
Ya bizim çocuklar da aynı durumda olsaydı. O zaman ne yapardık?
Kaynak: www.osmaniyemedya.com
Çocuklarını Okutmak İsteyen Babanın Mücadelesi
Hadi Çalış, şikâyet ediyor devlete. Devlet, vatandaşın tarlasına yol yapamıyor. Kadastroda yol görünüyor ama mevcut yol tarla olarak kullanılıyor. Üstelik yol, başka bir tarla sahibinin tarlasından geçiyor. Tarla sahibi de ister istemez izin vermiyor. Bu nedenle 4 çocuk, 500 metre geride bırakılıyor. Buradan eve giderken çocuklara köpek saldırıyor ve ısırıyor. Baba, hastaneye götürüyor çocuklarını ve rapor alıyor. Bu olay da mahkemeye taşınıyor. Ama sonuç alınamıyor.