düş
tek düşü ancak sana varabilmekti
ne yol tanır ne sayrılara sığınırdı
sabahı denk edip ayaklarına usulca
her tükenişi yüreğinde çağırırken geceyi
doğa
mevsimler yiyen karınca börtü böcek
sevdiği ağaca serenadlar okuyan ah
ağustos mızıkacıları şimdi neden yok
oysa aşkı anlatan doğada nesne ne çok
son/suz bir son/sun
saplantılı mor bir menekşeydin yakamda
her odada rengi değişen sevdalı bir çiçek
sonsuza atılmış bir halat ki ucu tutulamayan
her yaşam gibi sondun maviliklerle uğurlanan
ömer akşahan
05.10.2003 / Uşak