Köprübaşında zaman açılır sonsuzluğa
Güler yüzle karşılar mihmanlarını doğa
Dağların kucağında dalar sonsuz uykuya
Serenatlar söylüyor gökte bulutlar suya
Ayrılıklar birikir bir hüzün heybesinde
Düne dair kederler yankılanır sesinde
Efsunlu cilvesini şehrayinler kıskanır
Madur dağına çıkan, kendini gökte sanır
Güzel insanlar göçtü binip de atlarına
Kuşlar da heves etti billur kanatlarına
Suların şırıltısı sonsuzluk bestesidir
Göklerde yankılanan aydınlığın sesidir
Fidanlı seher vakti uykusundan uyanır
Minarelerden ezan yüreklere dayanır
Derin uykularıma girer yemyeşil düşler
Hicranıma ilaçtır hayat dolu gülüşler
Harmantepede yere gül yağmurları düşer
Nedamet kazanında umudun aşı pişer
Kahvadüzünden seyret şehirlerin hasını
Kemençenin nağmesi siler yürek pasını
Güneşli kıyamdadır Kacalak eteğinde
Gurbetçiler hasreti taşıyor yüreğinde
Ağzındadır aslanın ekmek Köprübaşında
Her gün bir yara alır yoksulluk savaşında
Gurbete düşenlerin gam dolar gözlerine
Hüznün payı karışır ateşten sözlerine
Yoluna revan olmuş içimde deli taylar
Ahşabın gölgesinde can çekişir saraylar
Hüzünle dostluğumuz asırlarca sürecek
Bu şehir yüreklerden nice güller derecek
Senden yadigâr bana saçlarımdaki aklar
Yolların kavşağında sana koşar ayaklar
Tasayı ve elemi gönlünden dışarı at!...
Taze bir başlangıçtır Çifteköprüde hayat
Yaralı gönüllerin titrerken dudakları
Gündoğanda seyreyle kıpkızıl şafakları
Tespih tanesi gibi dağılır hatıralar
Gurbette sıla hüznü yürekleri yaralar
Lâzutlar tarlalarda büyür kehribar gibi
Şirin Köprübaşında her mevsim bahar gibi
Beklemek ateşten kor, yüreğim intizarda
Güneşin yangınına şahit ol Akpınarda
Köprübaşında doğa rengârenk kanaviçe
Sabaha selam durur Göneşerada gece
Hasretin şavkı vurur hüzünlü bakışlara
Ev sahipliği yaptın nice ağır kışlara
Köprübaşı mehtapla sırlarını paylaşır
Umutları, yarının ufuklarına taşır
Recep Yazıcıoğlu bu topraklarda doğdu
Merhum Adnan Kahveci makûs talihi boğdu
Bu patika yollardan nice yolcular geçti
Kimi ekmek derdinde, kimi Rahmana göçtü
Gurbette gözyaşlarım yastığı ıslatıyor
Zamana yenik kalbim senin için atıyor
Eşsiz güzelliğini gül yüzünden tanırdım
Gölgem senin peşinden yürüyecek sanırdım
Hasretin içimde kor, kalbim yine telaşlı
Senden uzaklardayım şimdi gözlerim yaşlı
Mutluluk senin olsun, acıyı bölüşelim
Karlı dağları aşıp baharda görüşelim
Senin vasfeylemede eksik kalır her yorum
Son uykumu dizinde uyumak istiyorum
Anka kuşu misali küllerinden doğacak
Köprübaşı kükreyip karanlığı boğacak!...
M. NİHAT MALKOÇ