\#direnaşk

yazı resim

teni sokaklara yapışmış insanlar
rengarenk uykularında;
Ki gözlerinden baldıran zehirli çapaklar sorgulanır.
Birbir değer alınların kara mahkum yazılarına.
Ve yağmurun dar salkımlı ağacında bir idam paranoyası...
Kalbini parçalayan yağmuru hissetmeden yaşıyorlar
bak damarları patlamış
kollar , bilekler , delik deşik...
beyoğlu , moda , beşiktaş ...
Yani küfrün başkenti...
Gece lacivert çiçekler açıyor.
ruhları , domuz gibi , çamurda yıkanıyor
istanbul un çamuru , beşiktaş dan denize dökülürken ,
içimde birşeyler parlıyor .
"Durma hadi!" savur içinin suskunluklarını
Marmara'nın küfür mavisine...
Gemilerimle bile söverim ben.
Hayasız bir rotayı takip etmekte şiirlerim.
Yaşamamaya yemin etmişler
bir çeşit düşman kini hani...
Öldürmeye yemin etmişler
anlatamayacağım bir yağmur var şehrimde.
Bir masal yağıyor çocukluğumun bilinçaltına.
Derme çatma binalar , kaldırım taşları...
şehrimin gözbebekleri oyulmuş.
Mil çekilmiş asfaltlarda gölgelere...
Ki bu domuz ruhlu adamların , masalı .
semtimin merdivenleri ünlüdür
bilmem kaçyüz basamak!
aklımdan cennete köprüdür...
Ki fikrimde kevser...
İlişmeyin oğlum sevap işleyemeyecek denli sarhoşum...

Görüyorum ,
fahişelerin , serserilerin , saçını tarıyor rüzgar ..
travestiler , tinerciler , sarhoşlar ve pezevenkler ,
istiklâl'in arka sokaklarında lâl kuytuda..
şehrin kıyısında köşesinde , gölgesi olan adamlar ve kadınlar ..
Düşerek , içerek , polisin , televizyonların ve hayatın önünde ,
savaşmaktan , ruhları sızlıyor mu acaba ?
O zaman değiştir yaşadığın bu reyting almayan hayatı.
Şırıngadan kumandanla dokun damarlarının tuşlarına.
Bunları düşünürken , elimden düşüyor sigaram.
Almak için eğildiğimde , elim arnavut kaldırımlarının içine girip ,
sokağın kalbine giriyor.
Gözyaşlarına , küfürlere , şiirlere değiyor.
Bana bak beyaz ışıkla aydınlanan evinden bakan insan
bu , orospu kırmızısı , bu küfür dolu rüzgar ,
ve bin katlı gölgeler...
insanlığın boynuna dolanmış kolları
boğazın bacaklarını ikiye ayırıyor ,
gece , güneş , elma , sigara , şarap ..
bunlar aklımda kalanlar ..
şimdi hala .. karanlık gecelerde .
sabaha karşı bu aşağılık insanlar , birbirlerine sokulur
etleri etlerine gömülür
boşaldıklarında boğazın sularına dökülür ruhları
moda , beşiktaş , üsküdar ...
beyoğlu , eminönü ..
tarlabaşı , dolapdere .. cihangir ... balat
istanbulun memeleri ..
sanmayın buruşmuş , sanmayın sarkmış ,
herbiri hayata başkaldırıyor .

aşk ve hayat ,
bize bir nefes kadar yakın .
Gece ve İstanbul,
son nefes kadar biz...
Ve kendini bu dumanlı sözlerin aralığından
unutmadan okuma sakın...

Başa Dön