Dökülmesin artık kelimelerim
İçimden dökülmesin artık
kendi sesim
Hiç bir kök merhem olmasın
yarama
Bırak kırlangıçlar geçsin
üstümden
Seslerinde bin acı çığlık
taşıyarak
Kırılmış bütün umutlarımın
sessizliği çınlasın
kulaklarımda
Bırak ben kendi sesimde
boğulayım
Dur sakın sarma kanayan yaramı.
Zindanlarda
sesi soluğu kesilmiş bir
aşkın kıyısında
kalayım...
Gece bekçisi olan gözlerimle,
bırak ben yok olayım
derinliklerinde
Suskunluğun gürültüsü
geçsin yalın ayaz
gecenin
sokağından
ve
bizi bırak ben yaşayayım
sen nefes al
diye...
Ellerini bedenimde
Tutamayacak kadar
Titriyorum artık.
Gökyüzünden başka
Yorgan bulamıyorum
Mavileri çekiyorum üstüme
İki damla yaş
Düşmek için dayatıyor
Ben direniyorum
Bir sen esiyor yüzüme
Kokunu taşıyan
Uzak bir sevdanın kokusu
Burnumda
Yeter diyorum yeter
Dökülmesin artık kelimelerim
içime.
Ne vakit sonra anlıyorum
Kendi gölgem peşimde
Kör kurşun yerini bulur da
Benim attığım bulmaz mı?
Güneşinde doğamayacak kadar
Uzağım şimdi.
Şubat soğuğunu yemiş
Sol yanım.
Son isteğim senden
sevgili
bırak acıyan yanlarımı.
Ben çekerim bu sevdanın
cefasını
Rasim Yılmaz
25 Ocak 2013