"Gelecek, şimdinin bir icadıdır. Ve çoğunlukla, pek de iyi bir icat değildir." - Terry Pratchett"

Dokunma...

Bize hep yasaklandı dokunmalar.

yazı resimYZ

]

Bize hep yasaklandı dokunmalar.

Dokunma çocuğum,yanarsın
Dokunma çocuğum, kırarsın

Oysa dokunarak öğrenecektik kim olduğumuzu, ne olduğumuzu, ne olduklarını...

Önceleri sobaya, ateşe dokunup yanmaktan korktuk. Sonraları aşk ile yanan yüreklere, bedenlere dokunmaktan. Uzak durduk.
Çünkü biz doğduk, gözümüzü açtık, kulağımızda büyüklerimizin küpeleri. Kendi küpelerimizden önce onların küpelerini taktık ki hala çıkmakta zorlanmakta...

-Dokunma cıs olursun. Yanarsın.

Dokunmadan, değmeden nasıl yaşanılır ya da başaran var mıdır?

Düşünsenize beş duyumuzun diğer dördü oldukça sınırlıyken dokunma duyusu geniş bir yelpazeye sahip. Hatta doğuştan veya sonradan talihsiz bir kazayla diğer yetilerin kaybolması yüksek bir olasılıkken dokunmayı kaybetmek zor olsa gerek.

Ama bizim en az kullandığımız dokunup ta duymadığımız duyumuz; dokunmak...

Zamana göre değişti dokunmayışlarımız...
Bazen suya sabuna dokunmadık, bazen düşeni kaldırmak için dokunmadık, gözyaşlarını silmek için dokunmadık beyaz bir tene.

Velhasıl biz dokunmadık...

Artık steril steril yaşıyoruz ve biz nerdeyse sterillikten ölüyoruz..

14.03.06

KİTAP İZLERİ

Esir Şehrin İnsanları

Kemal Tahir

Kemal Tahir’in İşgal İstanbul’unda Parçalanan Bir Ruhun Portresi Bir imparatorluk çökerken geride kalanların ruhunda açılan yaraları, bir ulusun en karanlık anlarında kendi kimliğini nasıl aradığını
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön