" Eğer bir şeytan gece gündüz seni izlese , en gizli düşüncelerine girip şöyle derse ne olurdu :
Yaşamakta olduğun ve yaşamış olduğun bu yaşamı bir kez daha ve sayısız kez yaşamak zorundasın.Yeni bir şeyle karşılaşmayacaksın , tersine herşey aynı olacak! "
Friedrich Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt'ten ...
yıllar sonra varolmanın dayanılmaz hafifliğini tekrardan okumaya karar verdim. o hafifliği hissediyordum tüm hücrelerimle. dağlasın diye okumaya başladım . ve daha ilk sayfada nietzche nin ebedi dönüş yada bengi dönüş ünden bahsettiğini farkettim. ilk okuduğumda hiç dikkatimi çekmemişti. sonra bu ebedi dönüş hakkında düşünmeye başladım. internette hangi kitapta geçtiğine baktim ki her cümlesini içime çeker gibi okuduğum zerdüştte anlatmış nietzche fakat durağı kaçırmışım.
bu bengi dönüşü kendi fikrim sanmışım yıllarca, aslında ilginç olan taraf burası. insanı ,hayatını hep bir çember olarak düşünmüşümdür. zaman mekan değişir ama insan yine aynı çemberin yani benzer tasa ve çabaların etrafında döner. yıllarca sonra gardrobumun bi köşesine saklanmış olan montumu üzerime alıp , yanımada aynı dertlerimi yüklenip (bu sefer başrollerde değişik isimler) ve yine o yıllar önceki gittiğim aynı yere gittiğimde farketmiştim. dejavu yada daha fiyakalı bir kelime varsa o adla anılacak atmosferi oluşturmuşum. böyleydi işte büyük keşfim.
parçalar birleşincede büyük resmi gördüm.
insan kendini değiştirmeye çabalar durur ama aynaya her baktığında yine kendini görür. çünkü kusur bedenlerimizde değil kusur arayan bakış noktalarımızda ( yada açı de güzel kardeşim ama illaki fiyakalı olacak cümle vesselam ) ... içsel bir durum yani .
aslında herşey bir şakadan ibaret . komik bir paradoks ... kendinden kaçarken kendine yakalanmak her defasında ...