Dost Ararsan Cebine Bak

“Meğer dostluklar da anayollara atılan bir çiçek gibi hüzünle ezilirmiş “

yazı resimYZ

Söyleyemediğim sözlerim melûl ve zelil olmuş gönüllere bir kurşun gibi düşer mi acep? Adımızın olmadığı bu şölen yerinde resmimizin de yeri yok diyerek bütün iyi insanları, mahzun ve biçare garipleri kimsesizleri, cümle mahlûkatı yâd edip yeryüzüne bir daha yürümenin vakti ... geçmeden geçecek olan aynalara aksimiz, sulara nefesimiz, hayata gölgemiz düşmeden bu rüyaya el değmenin sırası... yalnız, derin ve deliksiz uykudan uyandırmanın, hesabını sormanın yeri. Tutup iki yakasından bütün insanlar adına sorgulamanın en uygun anı. Anlamını yitiren kelimeler, soysuzlaşan nefs, birer ateş parçası gibi gördüğü her iyi şeyi kül eden gözler, gittikçe kötüye yaklaşan ayaklar, velhasıl nemrutlaşan kalbler, çivisi çoktan çıkmış arsız ve haksız hayat.
Şair Cafer Turaç “ Mutluluk Fotografı” şiirinde “Meğer dostluklar da anayollara atılan bir çiçek gibi hüzünle ezilirmiş “ diyor. Her şeyin değerinin parayla ölçüldüğü bu zamanda ne dost kaldı ne dostluk ah şair. Bir otomobilin tamponunda cefâkar şoförün yazdığı gibi artık dost ararsan cebinde ara. Bu hayatın çirkefliğinden, tantanasından sıkılıp ta muhabbetine sığınabileceğin, iki çift lafın belini kırıp nefeslenebileceğin, sırtını dönebileceğin dost yok.
Cahit Külebi’ nin “ Dost “ isimli şiirinde betimlediği:

“Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın

Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
Dokunarak uçalım.

insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın. “

dostluklara ya da dostlara rastlamak mümkün mü acaba? Dar ve telaşlı bir günde hiç bir şey sormadan hesapsızca kalbini ve gerektiğinde cebini açabilen, tacir edasından uzak kaç dostumuz var? Gözlerine bakmadan kalbini okuyabilen, ruhunu yormadan zamanı çatlatırcasına sırrını, kimsesizliğini bir nazar boncuğu gibi taşıyabilen dost ... bütün kötülere kötülüklere karşı içindeki çocuğu ve kalbindeki ışığı koruyabilecek bir muska gibi boynunda taşıyabileceğin dost.
Anlamını yitiren kelimeler, soysuzlaşan nefs, birer ateş parçası gibi gördüğü her iyi şeyi kül eden gözler, gittikçe kötüye yaklaşan ayaklar, velhasıl nemrutlaşan kalbler, çivisi çoktan çıkmış arsız ve haksız hayat.Gönlünde bir vaha gibi açılabilen, bir yağmur gibi serinletebilen, bir güneş gibi ısıtabilen ve ışıtabilen, ellerin gözlerin, kalbin olabilen, en güzel yerindeyken ömrünün nazenin bir çiçek gibi lüzumunda solabilen, ellerini yüreğine alabilip te dost var mı... nerde acep?

Başa Dön