DÜNYA CEHALET DEĞİRMENİNDE ÖĞÜTÜLMESİN
Dünyanın; kendi ekseni etrafında dönerek bir günü tamamlayan, güneşin
etrafında dönerek ise yılı tamamlayan bir küreden ibaret olduğu
bilinir; ama bakın dünyanın hali söylenilenden ibaret değildir.
Dünya; bazı insanların mutluluklarının, bazı kimselerin de
hüzünlerinin yer bulduğu dipsiz bir kuyudur.
Göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek var ki; bilinen, kürenin
içerisinde kaynayan kazanların insanları telafisi imkansız zararlara
uğrattığıdır.
Bazı kimseler de çıkarlarına uymadığı için bahsetmekte olduğum bu
güzelim dünyayı yaşanmaz bir hale getirenlerdir.
Dünyanın karanlık bir labirent olması için uğraşanların yolunu
kesmek için büyük uğraşlar verilmelidir.
Bizler , bahsetmekte olduğum bu önemli uğraşları vermekten kaçmayı
tercih edersek; hayatımızın en büyük yanlışlarından bir tanesini yapmış
oluruz.
İçine düştüğümüz bu hatadan da bir daha dönmenin imkanı olmaz
Yaşamak için geldiğimiz şu dünyada, maddi çıkarlar uğruna manevi
duygular feda edilmemelidir.
Elimizde bulunan, hayatımızda yer alan, paha biçilmez değerlerimize bir
ömür sahip çıkılmalıdır.
Üzerinde bulunduğumuz dünyanın yaşanmaz bir hal almasına sebep
olanlara, kalplerini kirliliğin elinden kurtarmaları gerektiği
önerilmelidir.
Her gün biraz daha karanlığın içerisine sürükleyen kimselerin
vicdanlarına da mahrum olduğu acıma duygusu aşılanmalıdır.
Bahsettiğim acıma duygusu, sağlam bir şahsın engelli bir kimseye
acıyarak bakması değil elbette; bu duygu etrafımızda yok edilen
güzelliklerin görmezden gelinmemesi gerektiğini anlatır.
Bazı kimseler tarafından dünyanın yörüngesinden çıktığı, bu yüzden
insanların acımasız bir hal aldıkları iddia edilir; fakat dünyanın yörüngesinden çıktığı yanlış bir iddiadır.
Yörüngesinden çıkan, üzerinde yaşadığımız dünya değil; içerisinde yer
bulan güzellikleri katleden vicdan yoksunu insanlardır.
İnsanların acımasızlaşmasına sebep olan en önemli ve tek bir şey
vardır: Onun da beyinleri değirmen taşı misali un haline getirdiğini
bilmemiz icap etmektedir.
Cehaletin yolunun kesilmesi için hayatımızda ilerlemesini durdurmanın
çabalarını göstermemiz gerekmektedir.
Bunu yapamazsak kendimizi de o değirmen taşında öğütülürken bulacağımız aşikar.
Onun için diyorum ki her zaman cehalet en büyük düşmanı olan okumakla
yok edilmelidir.
Dünyanın yaşanır bir hal alabilmesi için sırt sırta verip bizim
cehaleti bahsettiğim değirmen taşında öğütmemiz lazım gelmektedir.
Bunu neden söyledim; çünkü değirmen taşının öğütecek bir şey bulamadığı
zaman kendi kendini öğüterek yok etmeye başladığını, etrafımızdakilere
anlatmamız gerektiğini düşünüyorum.
Kaybettiğimiz her bir dakikanın aleyhimize işlediği de akıllardan
çıkarılmamalıdır.
Biz cehaleti bitiremezsek; cehalet, insanlığı önüne katıp
rüzgarında hiç durmaksızın savurarak sapla samanı birbirine
karıştırmaya devam edecektir.
Dünya Cehalet Değirmeninde Öğütülmesin
dünyanın; kendi ekseni etrafında dönerek bir günü tamamlayan, güneşin etrafında dönerek ise yılı tamamlayan bir küreden ibaret olduğu bilinir; ama bakın dünyanın hali söylenilenden ibaret değildir.