"Bir yazarın yazmadığı tek şey, kendi cenaze ilanıdır. Onu da başkaları halleder, merak etmeyin." – Mark Twain"

Düşünüyorum

hiç düşündünüz mü?

yazı resim

Düşünüyorum.. öle var olmak için filan değil hani, yada bir halt olduğumu zannederek hiç değil.. Hele hele vakit geçsin yada boş zamanım değerlensin diye de değil. Ama düşünüyorum size anlamsız gelecek yada sizinde şikayetçi olduğunuz ama farkında bile olmadan yapmayı ihmal etmediğiniz şeyleri düşünüyorum. Siz derken hani derseniz ki sen kendini paşa dölümü zannediyorsun diye yok estafirullah öle paşalık beylik zaten bana uzak kavramlar. O yüzden diyelim ki haddim olmayarak düşünüyorum. Neden düşündüğümü bile bilmeden.

Var diyorum uzaklardan izlediğim bu dünyada bir yanlışlık. Ama neresinde ne şekilde yada neden? Düşündükçe kafamı kurcalayan soru yumakları beni yorgun bir et yığını haline getiriyor. Et deyince artık etten bile nefret eder oldum bu dünyada. Reklamlarda, dizilere sergilenen vücutlardan gına geldi artık. Ve gerçekten yaşadığımız çevre insanlar buna o kadar rahat alıştılar ki artık kıçını gösteren müdür, bilmem neresini gösteren genel müdür, yok ucundan azıcık gösteren bilmem ne müdürü oluveriyor. Kimisi gösterip müdür oluyor, kimisi veriyor oluyor. Bu nasıl bir midedir?

www.hazmaekiz.com

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön