İnsan beyni ne kadar acımazsız. Size değil, başkasına acımasız. Kurnazlıklar, dolaplar, söz oyunları hep onda döner. Bencildir. Başkası için değil, hep senin için doğru olanı seçer. Sonuca götüren yolda her şey mubahtır onun için. Duygu yoktur, sevmek yoktur onun için. Acımak yoktur, acı vardır hep. Yaptıklarını meşrulaştırmak için hep mantığın arkasına gizlenir. Verdiği sözü tutmaz, sevdiği insanı unutur, kötüyle aynı yola girer, iyiyi görmez. Bunların hep mantıklı bir açıklaması vardır onun için. Unutmak onun en iyi, en başarılı olduğu alan. Aslında unutmaz, gizler. Fakat öyle bir inanırsınız ki mantığınıza, unutmak size sıradan gelir. Neyi çok iyi hatırlaması gerektiğini bilir, neyi çok iyi unutması gerektiğini bilir. Aslında işimiz sadece beynimize kalsa, dünya savaşlardan, adaletsizlikten, buhrandan ne hale gelir sınırlarını düşünemiyorum. İşin aslında, arka boyutunda çalışan bir olgu daha vardır. Kalb. O olmasa insan olmazdık. İnsanı hayvandan ayıran en belirgin özellik bence. O gizlemez, biri için değil, herkes için doğru olan ne ise onu söyler. İyilik, güzellik, sanat her şey onun sonucudur. Ama beynimiz neden konum olarak daha yukarıdadır sanırım burada cevabını anlayacağım. Kalbin önüne bazen set vurur, kendisi hep önde gelir. Beyin demeyelim, akıl diyelim organdan değil de bir olgudan bahsettiğimiz daha iyi anlaşılsın. Demiştik ya onun için hep acı vardır. Sana acı çektirmemek için başkalarının acı çekmesine yol açar, göz yumar. Gizler. Unutturur yani. Sevdiğinizi, sevgilinizi, dostunuzu, arkadaşlarınızı unutur. En mantıklısı bu der. Çünkü sana bu insanlar acı verecek. Yoracak. Üzecek Haklı. İnsanın başına ne gelirse sevdiğinden gelir ya. Haklı. Bir tarafta sen acı çekeceksin, bir tarafta onlar acı çekecek. Akıl sana acı çektirir mi? Unutmak işte. Unutursun, her şey biter. Acın sona erer. Rahatlarsın. Aklını çıkmazdan kurtarırsın. Mutlu olursun belki de. Zaten hatırlamakta, zorlamakta istemezsin. Hayatın düzene girer, mantıklı düşünürsün. Mutlusundur evet.
Ama unutmamamız gereken bir şey var. Diğer şey. Bir an, öyle bir durum olur ki, o unuttuğun şeyi bir andan aklının tam ortasına şimşek gibi çakar. İşte o zaman seni ne mantığın kurtarır ne Aklın.
İyi Seyirler..