Avucumdan kan akıtarak,
yaralı yüreğe tuz basmak kadar acıdır!
Kıldan ince,
kılıçtan keskin bir gün doğumu diziliyor kapıma.
Kader hiç bu kadar bıçkın olmamıştı.
Ve hiç bu kadar göz yaşı akıtmamıştı yağmur!
Bir çocuğun ellerine ısmarlandı hayat! Çocuk vakur, dik ve yekpare gür! Evren sözü dilinde, bir dünya vardı yüreğinde; yaşatmak bir düş...
Gemileri yakarak gitmek!
Dumur edercesine beşeri, geçerek can denen ten kafesinden...
Aşk içinde!
Sevgi içinde!
Tutku; içinde!
Ve ben içindeyim!
Dedim ya çocuk!
Git yıka ellerini!
Bulaşmışsa bu çağdan sana, en irinli bir mikrop, arınmak hayaldir, doğruluk kabus!