( Aşağıdaki konuşmalar; otobüste, bir kız çocuğuyla yaşlı bir teyze arasında geçer.)
TEYZE: - Selemmeleküm.
ÇOCUK: ..............
TEYZE: - Selemmeleküm.
ÇOCUK: - Efendim? Anlayamadım.
TEYZE: - Selemmeleküm deyon, yani selâm veriyon.
ÇOCUK: - Selâm teyzeciğim, buyrun oturun.
TEYZE :- Gızım! Ben seni çıkaddıramadım ( tanıyamadım )...Kimnedensin sen?
prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /
ÇOCUK: - ( Kendikendine )Alah Allah ! Ne diyor bu teyze?
TEYZE: - Vah uşağım ( çocuğum, yavrum )vah! Gulakları eşitmeyo menemme ( galiba ).
ÇOCUK: - Anlayamadım teyceciğim.
TEYZE: - Sen kimin çocuğusun deyon ( diyorum ).
ÇOCUK: - Teyzeciğim, biz daha yeni geldik Mudurnuya. Siz annemi, babamı tanımazsınız.
TEYZE: - Bu yıl mı gediniz, bıldır ( geçen sene ) mı?
ÇOCUK: - Efendim efendim?
TEYZE: - Bu sene mi gediniz, geçen sen mi deyon.
ÇOCUK: - Birkaç ay oldu daha.
TEYZE: - Gaç tenesiniz ( kaç kardeşsiniz ) siz?
ÇOCUK: - Gördüğünüz gibi bir taneyim.( Kendi kendine söylenir.) Bu teyzenin gözleri de çift görüyor galiba.
TEYZE: - Bicik ( bir tanecik ) oduğunu görüp durun ( duruyorum ).Gulaklam ( kulaklarım ) eşitmeyosa ( işitmiyorsa ) gözlem ( gözlerim ) de kör del ( değil ).
ÇOCUK: - Afedersiniz teyzeciğim.
TEYZE: - Sen ( senin ) hıra yanın ( küçük kardeşin ) , goca yanın ( büyük kardeşin )va mı deyon?
ÇOCUK: - Ne var mı?
TEYZE :- Yani senin küçük ya da böyük gardaşın va mı deyon.
ÇOCUK: - Var teyzeciğim, beş yaşında bir kardeşim var.
TEYZE: - U ( o )oğlan mı bayrı ( bari ) ?
ÇOCUK: - Evet, oğlan.
TEYEZE: - Va bak nece ( ne kadar ) şelleniyodur, nece güç guruduyodur.
ÇOCUK: - Ne yapıyordur, ne yapıyordur?
TEYZE: - Yani çok yaramazlık yapıyodur.
ÇOCUK: - Ah teyzeciğim ah! Yapmaz mı, hem de nasıl yaramazlık yapar.
TEYZE: - Alimallah basacan sopayı basacan sopayı. Allah yaratdı demecen ( demiyeceksin ).Eeece ( iyice ) bi mısmıllecan ( döveceksin ). Bak nasıl yola gelir.
ÇOCUK: - Ne yapacaksın ne yapacaksın?
TEYZE: - Mısmıllecan.Yani eece bi döyecen. Sopayı yidi mi bak nasıl aklı başına geli.
ÇOCUK: - Olur mu teyze? Hiç çocuk sopayla terbiye edilir mi? Hem eğitimciler dayağa karşı.
TEYZE : - Halt etmiş eğitimcile. U eğitimcile gaç çocuk böyütmüş? Bu dezen ( teyzen ) üç tene böyüttü. Hem üçü de oğlan. Hepsi de çam yarması gibi şinci ( şimdi ). Aslan gibile. Gapıdan zor sığala(r)......Her oğlandan da ikişer torun, ede altı. Dokuz tene çocuk böyüttüm ben. Eğitimcile bem ( benim ) gada ( kadar ) bilmezle.
ÇOCUK: - Teessüf ederim teyzeciğim. Kızları pek sevmiyorsunuz galiba.
TEYZE : - ( Birden hüzünlenir.) Ah yavrım ah! Gızla sevilmez mi? Emme ( kız ) gız çocuğunu elin oğlu alır gide. Damat yollasa yüzünü görüsün, yollamazsa göremezsin. Gız gısmı yerini bulmazsa kötü......Bi de arsız gayınnaya ( kayınvalideye ) düşese, yandı........Ah ah! Gayınnadan bem ( benim ) çekdiğimi kimse çekmemiştir.Unun acısını ben bilirim.Gayınnam , anamdan emdiğim ütü burnumdan getirdi. Bem ( benim ) gayınnam öleli onyedi sene odu, hâlâ hırsım geçmedi. Allah biliyo içimi. Nuçun ( niçin ) yalan sığın ( yalan söyleyim ). Arkasından bi Fatiha okuyasım gemeyo.....İşde unun uçun gızlara acırın. Gözel Rabbim hepsine iyi yazıla yazsın.
ÇOCUK :- Anladım teyzeciğim anladım.
TEYZE: - Sen hiç Mudurnu penayirini gödün mü?
ÇOCUK: - Neyi gördüm mü?
TEYZE: - (Kendi kendine söylenir.) Ayol bunun da bi şey bildiği yok.(Çocuğa dönerek.) Penayir penayir, mahya?
ÇOCUK: -O ne teyze?
TEYZE: - He şu başıma gelen ( Bak sen şu olan işe ! )! Sen şinci( şimdi ) penayiri bilmeyon mu ( bilmiyor musun )?
ÇOCUK: - Penayir ne teyze?
TEYZE: - Her sene üç beş gün gurulur. Dönme dolapla gurulur, salıncakla gurulur. Sergicile gelir......
ÇOCUK: - Haaa ! Anladım........Panayır demek istiyorsunuz.
TEYZE: - Ben ne deyon? Penayir işte.......Bıldır ( geçen yıl ) penayirde bizim Memdolan eplemguçdan tepetaklak gittiydi.
ÇOCUK: - Kim nereye gitmişti?
TEYZE: - Ne gitmesi yavrum.Gitse iyi. Memet oğlan eplemguçtandüştüydü.
ÇOCUK: - Eplemguç ne teyze?
TEYZE: - Hani şöne ( şöyle ) uzun bi tatda ( tahta ). Bi ucuna biri biniyo, öteki ucunabiri biniyo.Terazi kefesi gibi bi yanı ( tarafı ) eniyo ( iniyor ), öteki yanı gakıyo ( kalkıyor ).
ÇOCUK : - Eveet.......Anladım, tahteravalli.
TEYZE: - Vallisi mallisi yok. Gırk yıllık eplemgucun adını sen mi değişdirecen?.....Mudurnunun çok meşhuuuur bi gaşıp sapı va. Biliyon mu?
ÇOCUK: - Aman teyzeciğim, kaşığın sapı her yerde var.
TEYZE: - Bu gaşık sapı başka gaşık sapı. Sen hiç yimedin mi?
ÇOCUK: - Teyzeciğim, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz ? Hiç kaşığın sapı yenir mi?
TEYZE: - Ah çocum aaaah! Sen şimdiye gada ( kadar ) Mudurnunun toprağını boşuna çiynemişsin.Gaşıksapı bi yemek, bi hamur işi. Pek gözel olur.
ÇOCUK: - Nasıl yapılır teyze kaşık sapı?
TEYZE: - (Eliyle tarif eder.) Hamuru şöne şöne ( şöyle şöyle ) açasın, böne böne ( böyle böyle ) kesesin. Gaşığın sapına sara sara çıkarısın.Gaynar suda haşlasın.Süze çıkarırsın.Üstüne keşli ceviz ekesin ( serpersin ).Bi de tereyağını gızdırıp cooooz deye ( diye ) üstüne dökesin. Pek tadlı olur........Hoş, şinci ( şimdi ) gaşığın sapına pek saran yok ye ( ya )........Şinciki gençle üşenci çocum üşenci ( üşengeç ). Gaşığın sapına sarmaya üşeniyolla. Hamuru cimcikleyip cimcimleyip suya atıyolla, öne bişiriyolla......Bi ( r) aşam bize ge de, ben sana bişiriverin.
ÇOCUK :- Teşekkür ederim teyzeciğim.
TEYZE: - ( Birden yüzünü buruşturur.) Ayyhh! Ayyyhh!
ÇOCUK: - Noldu teyzeciğim? Bir yeriniz miağrıyor?
TEYZE: - Bacaklam pek sızleyo. Ağrısı içime guylaşıyo ( içime oturuyor ) . Etmediğim ilâç gamadı ( kalamdı ) .Gicirgen ( ısırgan otu ) sar dedile, sardım. Balık vur dedile, vurdum. Hiç faydası omadı. Aşam ( akşam ) gicirgeni(ısırgan otu) sardım yatdım. Sabalin ( sabahlayin ) bi uyandıysam, bem ( benim ) bacak cayır cayır yanıyo. Gicirgen bacağımı gabartmış fasır fasır, patlamış misir gibi. Sanki bi ataş yanıbatı (yanıyor )bacağımda. Amanin ağrıyı mağrıyı unutdum. Bacağım ataş içinde yanıyo. Kesivesele ( kesiverseler ) bacağımı , gık demecen.
ÇOCUK: - Gicirgen ne teyze?
TEYZE :- Isbanak gibi bi ot işte. Emme ( ama ) cıplak bi yerine deydirdin mi cayır cayır yaka. Isırgan mı delle ( derler ) ne delle, u işte...Bi ta ( daha ) mı? Töbele osun bi ta ( bir daha) sarman gicirgen micirgen. İlâç mı yok memlekâtta, dokdur mu yok?
ÇOCUK: - Tabi teyze. Bırakın koca karı ilâçlarını.Bir doktora gidin.TEYZE:- Doru ( doğru )söyleyon yavrım. İşde siz okun da dokdur mokdur olun. Bir şeyle olun işte. Bize doğruyu gösderin. Bizim umudumuz sizsiniz
ÇOCUK: - Evet teyzeciğim. Ben çok çalışıp, yurduma yararlı bir insan olacağım.
TEYEZE: - Aferin çocum aferin...........Anan tentene bili mi?
ÇOCUK: - Tentene ne teyze?
TEYZE:- Amaaaaan, dantel canım, dantel. Biz tentene deriz dantele.
ÇOCUK :- Bilir bilir. Dikiş de bilir, dantel de bilir.
TEYZE: - Bak bu hoşuma gitti .Biz Mudurnulula tenteneyi, iyne oyasını pek gözel yaparız. Mudurnuda tentene bilmeyen, oya bilmeyen gızları gocaya bile amazlar.........Sen Şeyh- ül Ümrana gitdin mi hiç?
ÇOCUK :- O da kim teyze?
TEYZE: - Hülya Avşarı sorsam bilisin.Tarkanın ayakkabı numarasını bile bilisin......Emme ( ama ) gabahet siz de del ( değil ) ki......Size bu hale getirenle de.....Şeyh-ül Ümran erenlerden birisi. Her yıl bayramı yapılır Mudurnuda.Mevlüt okunur, pilav dökülür.
ÇOCUK: - Mevlütü anladım da; pilâvı nereye ve neden döktüğünüzü anlayamadım.
TYEZE: - Canım, pilâv dökmek lafın gelişi......Bayrama gelenlere pilâv verilir, gözlemeynen bereber.....Şinci ( şimdi )annadın mı?
ÇOCUK: - Anladım teyzeciğim anladım.
TEYZE: - Bak çocum, Mudurnu ufecik ( ufacık ) bi yer. Emme aslında gocaman bi yer. U ufecik yerde nele va nele.....Mudurnuhem esgiye bağlı, hem yenilikçi. İsanları aydın. Ben gibi cahil del ( değil ). Mudurnulula çocuklanı okuduyolla, iyi yetişdiriyolla. Mudurnulula misefir seve, yardım seve, güler yüzlü isanla hepsi de. Siz ta ( daha ) yeni gemişsiniz. Acık bi durun, bak nasıl sevesiniz burayı...Mudurnuya gelen memulla ( memurlar ), neye buraya gedik deye ( diye ) ağlala......Gideken de, buradan nasıl ayrılacaz deye ağlala.Yeeeee ! Biz de gidenlen arkasında ağlarız.
ÇOCUK: - Ben Mudurnuyu çok sevdim teyzeciğim. Zaten yurdumuzun her yeri bir.Türk bayrağı dalgalanan her yer güzeldir.
TEYZE: - Gödün mü andan ( gördüm miübak )... Şinci ( şimdi ) içim ırahatladı..........Aaaaaaaa! Gonuşa gonuşa Boluya gemişiz bile.Ayol bu yol ne çabuk bitti?........Hadi çocum sana iyi günle. Otobos durunca, bem ( benim ) torunla beni gelip alacakla. Boluyu pek bilmen ben...........Anana bubana selâm et, e mi gözelim? İyi günne gö yavrım.
ÇOCUK: - Baş üstüne teyceğim, selâmınızı söylerim. Size de iyi günler.
TEYZE:- Gızım! Mudurnu Penayiriniolunca, git bi(r) gö(r). Eplemguca binmeyi de unutma.....