Yüklenip sessizliklerini
çığlıkların tankerleriyle devşirmiş
gemilere yollandılar
geçmiş zamanın
sessiz ruhlarıydılar.
ellerimizde diriltilenlerin
cansız akisleri gibi
korkunç çırpındılar
ve yarattıkları anaforda
eksiksiz bir amaç
kusursuz bir fırtınaydılar
izledik
sessiz ve korkak
anılarında yaratılan yolda
bağdaş kurup oturduk.
şiirlerle övüp geçmişi
zavallı ruhlara
direnç çiçeği ektik
ama sulamaktan acizdik
Sonra ikiye bölündü ruhlarımız
Sarılmışken canhıraş birine
Eksik kaldı öte yanımız
Ardından çarpıştık
Koca bir kaya parçasının
Sürüp dalganın köpüğüne
Çatırdatmasını izledik
Gemimizin küpeştesini
Ses yayıldı
Büyüdü
Tuz boğazımıza dolduğunda
Bize çırpınmanın beyhude tadı kaldı
Ah o zamanlar
Ölülerimiz korkmuş
Açık gözlerle şişiyorlar
Dirilerimiz
Bedenlerini öpüyorlardı
Gözlerimiz korkunç ve ıslaktı
Ellerimizde çocuklar ve eşlerin
Sabırlı
Süt kokuları kalmıştı
Kaç gün ve kaç gece
Okşadığımız göğüslerin
Ekşi tadıydı geçip giden
Usulca batarken son kalan
Tutunup kayaya
Karanlık bir okyanusun
Türküsü çaldı
Sanırım onlardı
Kırlangıç balıkları
Dev bir aryanın
İlk notalarını
Gözlerimizin içinde devşirdiler
Ah o gözlerde sönenler
Ne kadar da çaresizdiler
Vuslat AKTEPE