Folklor Şiire Düşman

\*Her sanat şiire dayanır, hatta şiir bile Novalis

yazı resimYZ

Ömer AKŞAHAN

Türk ve dünya edebiyatını olanaklarım ölçüsünde izlemeye çalışıyorum. Bu okumalarım sırasında yaşadığım keyifleri kendime saklamayı oldum olası beceremem. Bu da, ister istemez beni yazmaya yöneltti. Bir dönem bordo renkli bir şiir defterim vardı. Ona el yazımla sevdiğim şiirleri yazmaya başlamıştım. İlk yazdığım şiirlerse Cemal Süreyadan olmuştu. Bu yazma işini daha sonra kendi şiirlerimle sürdürdüm. Başka şairlerin şiirlerini izlemeye devam ediyordum ama defterime almamaya başladım.
Neden Cemal Süreya dedim kendime bir gün? Onun şiirinde sanki kendimi bulmuştum. Sonradan yaşam öyküsünü okuduğumda kendi yaşantıma o denli benziyordu ki yaşamı; evet Ömer, dedim, seni Cemal Süreyaya bağlayan gizli bağları sonunda çözdün.
Bu ara onun Folklor Şiire Düşman adlı deneme kitabını yeniden, bir solukta okudum desem yalan olmaz.

Çeşitli denemelerinden seçip altını çizdiğim görüşleri, şiire yeni başlayanlara bir ışık olabilir düşüncesiyle paylaşmayı uygun gördüm. Yorum yapmaktan çok, Cemal Süreyayı internet ortamına taşımayı ayrıca bir görev kabul ediyorum.

*Şiirde asıl olan hikaye etmek değil, kelimeler arasında kurulacak şiirsel yüktür. S.23

*Şiirde de azalan verimler kanunu var. Dil bir açıdan işlendikçe o alanda elde edilen verimler bir noktadan sonra azalmaya başlıyor. Bu, bir bunalıma yol açıyor. Bunalımlar da yeni şiir alanları, yeni açılar bulunmasıyla sona erer hep. S.25

*Kelimeler bizde de yontuluyor artık. Kelimeler bizde de yerlerinden yarı yarıya koparılıyor, anlamlarından ufak tefek saptırılıyor, yeni yükler yükleniyor kelimelere. Böylece bir kavramın değişik görüntü ya da izlenimleri elde edilerek yeni imajlara, yeni mısralara varılmak isteniyor. S.26

*Her sanat şiire dayanır, hatta şiir bile Novalis S.27

*Şiir alışkanlıklara karşı bir yaylım ateştir. S.27

*Şairler genç öldükleri için mi hep yaşlı şairlere ödül veriliyor? S.32
Not: Ben de yaşlılar sınıfına girdim ama henüz ödül verilmedi! (Ö.A.)

*Ülkemizde, her alanda olduğu gibi, sanat alanında da çok şeyin çıkar ilişkilerine, dostluklara, kliklere bağlı olduğunu söyleyebiliriz. S.41

*Daha çok kendin olmak için başkalarının işlerini öğreneceksin. Senden sonra ne oluyor, ne bitiyor bileceksin. Ya da işi o noktada kesecek, artık bir daha yazmayacaksın. S.47

*Başkalarının yazdığı her şiir, şair kişinin adresine yeni gönderilmiş bir mektup gibidir. Dost mektubu. Hırs mektubu. Umut mektubu. Her biriyle tazelenecektir şair kişi. Yekinecektir. S.48

*Her çocuğa bir müzik aleti niçin verilmesin? Görürdünüz o zaman ortaya nelerin çıkacağını! Jack Lang Eski Fransa Kültür Bakanı, Düşünür, S.55
*Mezartaşına ne yazılsın isterdiniz? Soruşturmasına Arthur Koestlerin yanıtı:En iyisini yapmaya çalıştı; baktı ki ortaya çıkan yetersiz. S.56

*Herkesi anlayacaksın, kendini bağışlamayacaksın. Arthur Koestler S.56

*Kendini öldüren tek hayvan insandır. Arthur Koestler .56

*Şair, kendini anlatırken çağını, çevresini, toplumunu da şiire dökebilmelidir. O zaman kişisel ögeler bireyin parçalarına dönüşebiliyor. S.62

*Otobiyografi şiire dahildir. S.62

*Okur, şairin yüzünü hiç görmemeli. S.80

Cemal Süreyanın kendini anlattığı kısa yazısından ise birkaç replik:

*Parasız yatılı.

*Keşke göçmen denseydi bize diye düşünen sürgün çocuk.

*Kitabı az. Aynı kitabı on kez, yüz kez okur.

Fazla söze ne hacet: Cemal Süreyayı daha yakından tanımak isteyenlere Can Yayınlarından 1992de yayımlanmış Folklor Şiire Düşman adlı kitabını öneririm.

Başa Dön