"Yazmak, aslında ölmekten daha kolaydır; en azından yazdıklarınızın arkanızdan okunma ihtimali vardır." - Oscar Wilde"

Galiba

Işıktan birlikte nefret etmiştik, Ay'ın karanlık yüzünü anlatmıştınız bana, kaç kadeh şahit.

yazı resim

“Sizi daha önce bi yerlerde görmüş olabilir miyim? Aman sakın bana sormayın kuzum, hafızam hayli zamandır İstanbul baharları gibi. Bakın en iyisi şöyle yapalım, siz bana anlatın, nerede tanıştık, neler konuştuk? Varsa bi' muhabbetimiz, çekinmeyin anlatın. Ah gözlerinizi hatırlar gibi oldum şimdi, o gece de bana tıpkı böyle bakmıştınız!

Sesinize döndüm yüzümü, haklısınız, haklıyım. Işıktan birlikte nefret etmiştik, Ay'ın karanlık yüzünü anlatmıştınız bana, kaç kadeh şahit.

Bir kapı vardı tam karşımızda, hatırladınız mı? Açıldığında ışık vuruyordu yüzlerimize. Kapatmayı unuttuklarında gözlerinizi hissettim boynumda. Tutup gözlerime kaldırdım bakışlarınızın ucundan. Kapkaraydı, simsiyahtı gözleriniz. O kadar meftun olmasam, emin olun hiç unutmazdım.

Peki şimdi nasılsınız? Bir kaçağı kıstırdınız, aşık mısınız?”

...

Aşıktım galiba. Kapıyı her açışımda ‘bu son!’ diyordum. Ama her kaçamak bakış bir vedaydı, sana ve bana. Gözlerinden bilip seni, gidecektim. 'Kaldır başını bak şu adama be kadın! Sana cesaret bırakıp gidiyorum. Kapatma kapıyı ardımdan.'

KİTAP İZLERİ

Gözyaşı Konağı

Şebnem İşigüzel

Osmanlı Sürgününde Modern Bir Kadının Sesi Şebnem İşigüzel, Gözyaşı Konağı’nda, 19. yüzyıl Osmanlısının boğucu atmosferini, ataerkil bir ailenin baskısıyla Büyükada'ya sürgün edilen genç bir kadının
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön