Zamanın oluğundan akar gider geceler
Bir hüzzam bestesidir, yakar gider geceler
Hüzün süvarileri çarmıha gerer beni
Hicranın göklerinde çakar gider geceler
Dolunay, karanlığa serenatlar fısıldar
Gönül penceresinden bakar gider geceler
Mehtabın şavkı düşer gönül aynalarına
Cümle huzuru başa kakar gider geceler
Karanlığın koynunda nice sırlar saklıdır
Başına yıldızları takar gider geceler
Leylanın kokusunu çölde ararken Mecnûn
Düşleri tuz buz edip yıkar gider geceler
İçimde demlenirken yalnızlığın efkârı
Gariplerin boynunu büker gider geceler
Coşkun ırmaklar gibi melâl akar içime
Gönlümün koyağına çöker gider geceler
Her suskunluk bir çığlık, aşkın darağacında
Gözlerden kanlı yaşlar döker gider geceler
Hüzün deryalarında ümitler alabora
Zehirli akrep gibi sokar gider geceler
Busesini kondurur gülün al yanağına
Bir gonca gül misali kokar gider geceler
Sükûtu bestelerken hilâlin parmakları
Bahtımın şakağına sıkar gider geceler
Ayrılıklar vuslata, gece gündüze gebe
Seher vakti gün doğar, çıkar gider geceler
M. NİHAT MALKOÇ