I.
Yürüyorum yollarında Ankara'nın,
yetim kalmış sevdasının hüznünü taşıyarak yüreğimde...
Sensiz olduğum her yerde ruhum kanıyor.
Yoksun,
sesin, sıcaklığın yok...
Bir çıkış yolu olabilseydi keşke dağlarının ardında,
benim de yollarım kavuşurdu aydınlığa.
Saymadım sen gideli kaç ay oldu,
takvimim 16 temmuz 2003'de takılı kaldı...
Şimdi hasretinle dolu gönlüm,
sevmeler uzaktan...
II.
"Zaman en iyi ilaçtır" derler.
Bilmem unutturur mu bana acılarımı ve senin
kumral gülüşler arasındaki bakışlarını?
Unutturur mu bana seni bilmem,
zaman denilen dehliz?
III.
Zaman şimdi, doyasıya ağlama,
iyi-kötü demeden o günleri yad etme zamanı...
Senin için anlamsız olan,
benim içinse o günleri savurma zamanı...
Müziğin sesini açmalı sonuna kadar,
gün ışığı engelini kaldırıp
kırmalı bütün aynaları...
Olmuyor gülüm...
Gözlerinin kama gibi saplandığı andan beri
kanıyor yüreğimin her bir yanı,
onmuyor gülüm...
IV.
Hiç aldırmadan,
"hoşça kal," bile demeden
yüreğimin yarısını da yanına alarak
ve beni sensizliğe mahkum ederek gittin...
Bu şehrin tüm yalnızlığını bırakarak,
sensizliğin hüznünü yakama takarak gittin...
Gitti seninle beraber tüm güzellikler...
Şimdi şarkılar hüsran dolu,
mevsimler hazan,
ağlıyor şiirler...
Kapandı yüreğim, gözlerim...
Siyah perdesi çekili yaşamın,
ölümüne suskun dudaklarım, sebebi sensin...
Şimdi tüm yalnızlığı içimde bu şehrin,
içinde senin olmayışının hüznü...
Her gün biraz daha yaklaşmak ölüme
ve yabancılaşmak biraz daha yaşama...
Koca bir şehri masallarla uykuya yatırmak,
her sabah yeni bir güne hazırlanmak sensiz...
Kolay mı sanıyorsun,
kolay mı sensiz olmak,
seni anlatmayan dizeleri sıralamak?
V.
Yalnızca
senden kalanları yazıyorum;
sessizliğimi,
sensizliğimi,
bende kalan yarımı...
Ama yine de şimdi sana;
-gel, demeyeceğim
sensiz anlamsız yaşamalar,
ne de ben yaşıyorum...
Kaç ay geçti saymadım, kaç gün...
Kuru-sarı yaprakları savurmak adımlarla,
ince ince yağan yağmur altında ıslanmak
ve haykırmak hasretini...
Her şey seni özlemek gibi...
VI.
Akşam serinliğinde yürüyorum bazen,
yanımda akan onca insan kalabalığına rağmen
yalnızlık içinde...
Bu şehir ve bu yürek ağır geliyor bana...
Yolculuğa çıkmalı
veyahut kapanmalı bir yerlere...
Ama çare değil bunlar, biliyorum.
Her şeye rağmen ayakta kalmak gerek,
gülümsemek;
umutla yarınlara...