Gitti. Giden bir şey yok.Kalan çok şey var.Gideni fark etmek,kalanla gönül eğlendirmekten daha zor.Bir gram eksikliğini duymaya başlarsınız giden şeyin.Üzerinizde tonlarca ağırlık bırakır.Giden güneş mi,ay mı neye benzer?.Görebildiğiniz en uzak noktaya ufka bakmak mıdır,giden.Giden bir kedi,yada kırılan en sevdiğiniz vazo mu?
Giden sevgiliniz mi.Yada bir ölümlü mü? kainata sesi bile kalmayan.
Gideni hatırlamayız. Çünkü bir gram eksikliğinde tonlarca ağırlık yükler sırtımıza.Ben küçük silüetler görüyorum.Çocukluğundan genç kızlığa çıkan yüzlerde.Giden hüsranlar oluyor,deneme yanılmalar ve hatta pişmanlıklar.Giden en çok bir kadına yakışıyor ayrıca.
Üzülüyorum gidene gitti diye ama bir ölçüde de kalıcı eserler bıraktığı için bu kokuşmuş dünya ya seviniyorum.
Giden bir şeyler katar hep aslında.Gittiği yere değil,bıraktığı yere izler katar.Suretlere çizgiler katar ve ne tecrübeler.Bu yüzden de değerlidir giden.Ölçüsü olmaz,serveti paha biçilmez.
Suretlere bakıyorum.İnsan suretlerine,kendime bakıyorum,ve hatta bir kediye.Hep bir şeyler gitmiş.kalanlar iki kelime etmez.Ve hatta kalanlar,kalmak istediği içinde değil,öylesine kaldığı için duruyor kendinde.
Giden hep son sözü koyar ve aslında yok olmaz kalan içinde.Gidenin ne olduğu da önemli değil ne götürdüğü sinsice.
Bir yorgunluk görüyorum suretlerde öylesin yapışmış kalmış,ayıp desem,ayıp değil yakışıyor kendine.
Giden kalanı büyütüyor.Giden zaten büyümüş içinden kalanı çıkarıyor belkide.