Evet Sende Haklısın Jale / Bölüm 8

Aynen komiserim, aynen ben de öyle diyorum zaten aynen yani Adı Belgindi. Emniyet Müdürlüğünde göreve iş başladığı zamanlar, Belgin Doruk olarak fiskos edilse de. Türk Sinemasının küçük hanımefendisi diye meşhur olan o güzel kadına benzerlik olarak yanından bile geçmiyordu. Kız kurusu sarışın huysuz bir kadındı Belgin. Ve herkes ona Aynen Belgin.. lakabını takmıştı. Yani iğrenç bir dosya komiserim, aynen, aynen anası ile konuşmaya geldik, neydi kadının ismi Kerime ha kerime aynen komiserim ben şimdi kapayım sizi daha sonra arayım. Saygılar Komiserim.

yazı resimYZ

Eh bacım yarım saattir konuşuyorsun kontur parası ne olacak?
Telefonu kapadı. Pişmiş, arsız bir bakış fırlattı adama.
Kontur değil o amcam, Kontör,kontör
Hüseyin, aklı evvel mi dese?... Aklı gelip giden mi dese?... şehirli kadına ne diyeceğini,ne söyleyeceğini şaşırmıştı.
Öte yandan hala tarla ortasında oturan ve deli olduğuna kanaat getirdiği erkek arkadaşı
Piyangodan çıkmıştı bunlar. Piyangodan çıksa,çıksa şansına bu zır deliler çıkardı besbelli. Evde kadını bekler, çocuk okuldan geldi, gelecek. Hasat zamanı yaklaşmakta kafada bir sürü düşünce. Ver Allahım ver diyordu içinden.
Şehre uzak bir yerde değildi burası. Çift şeritli oto yoldan kamyonlar,tırlar,taksiler,inekler,koyunlar,traktörlerde geçerdi amma, yinede 600 nüfuslu bir köyde arada bir gelip geçen delilere haslet kalmışlardı.
Niye diye sorma?...
Her gün aynı adamla kahvede pişpirik oyna, her gün aynı avratla masaya otur ve her Allahın günü sil baştan köy dedikodularını dinle, Fatmanın kızı, Bekir dayının oğlu, kim kime kaçana, kim kimden çocuk peydahlayana. Kimin yakası bir araya gelmeyene diye diye bunalmıştı.
Hem bütün bunlarda olmasa. Yine de yardım ederdi bu deli avrata. Kaza hali bu. Ya ölüverselerdi şuracıkta. Vicdanen rahat edebilir miydi? Yok etmezdi elbet.
Hem bunlar gavur muydu? Memleketimin insanı işte.
Bacım sen kim aradın be yahu?...
Buralara geçenden başka, gelen olmazdı da.
Tarlada öylesine bir yerlerini yaya yaya oturan Aliye bakıyordu.
Döndü adama.
Amcacım, Zigoyu aradım, Zigoyu
Yaw be bacım amca,amca diline yapıştı bi amca. Hani ayıp olmasa yaşın kaç diyecem amma
Kadına yaşı sorulur mu hiç. Kadının yaşı belli bir safhadan sonra demirler bir zamana öyle kalır.
Ne yapacaksın yaşımı başımı be amcacım çok susadım yakınlarda bir yerde su içilecek bir yer var mı hüsnü dayı.
Bak şimdi de dayı oluvermişti.
Hüsnü değil be bacım. Hüseyin, Hüseyin. Şu yakında bir çeşme var. Ben gidip size su getireyim bari.
Ardı sıra koştu gitti.
Bir koca bardak dolusu suyu önce Jaleye sonrasında Aliye ikram ederken, fazla uzaktan gelmeyen bir araba sesi duyuldu yolun diğer tarafından.
Gelen Zigoydu.
Siyah Bmw marka bir arabadan yanında uzun boylu genç bir adamla palas pandıras indiler.
İner inmez yanına koştu jalenin.
Abla, ablacım iyi misin?..
Jale uzun süre beklemişti. Berbat bir gün geçirmişti. En başta Ali gibi tuhaf bir adamla güne başlamak sonrasın da bu kaza.
Elinin körüyüm Zigo. Nerde kaldın kızım? Bir de böyle doğum sancısı çekene koşar gibi gelişin
Zigo Jalenin kazadan sonra yaşadığı şoka vererek bir şey demedi.
Bu adamda kim?...
Ha o Merdo, jale hani söylemiştim ya
Uzun boylu genç adamın uzun boylu olmasının dışında bir Bmw arabası bir de onun gibi koyu siyah gözlükleri vardı. Ali ile aralarındaki en benzer özellik ise, her ikisi de sakız çiğniyorlardı.
Dur tanıştırayım Merdo. gelsene bebeğim buraya
Zigo, Jale tarafından arandıktan hemen sonra harekete geçmişti, geçmesine de. Erkek arkadaşı yanına araba ile gelmesi bir saati bulmuştu.
Bu adam Aliden de daha gıcık bir tipti.
Ve Jalenin sinirlerini alt üst etmek için burada olması yeterliydi.
Kızım adamı ne biçim çağırıyorsun öyle, it gibi Allahım ya.
Ayağında toprak rengi Lumberjack botlarla dalıverdi tarlayaAğzında sakızını çiğneyerek yarım ağız da olsa bir geçmiş olsun demeyi de unutarak elleri cebinde konuştu.
Selam
Be Aleyküm Selam. Dedi Hüseyin.
Tosbağının durumu kötü gözüküyor,sizin de verilmiş sadakanız varmış.Kaç model bu tosbağa?.
Ah be kızım dedi. içinden Jale. Bunları para ile satın alsan para da etmezlerdi. Her biri ayrı telden çalan salaklar ordusu. İnsanın sinirli olmaması için hiçbir sebep yoktu.
Niye soruyorsun Merdo efendi, Hurdacı mısın?.
Öncelikle adım Mert, Arkadaşlar ve Zigo bana Merdo derler, düzelteyim dedim.
Su katılmamış sinirdi bu adam. Hatta baştan aşağı bir sinir yumağı da olabilirdi.
Ama onunla vakit geçiremezdi. Kazadan sonra,hem Zigoyu hem de gazeteyi arayıp başlarına gelen olaydan bahsetmiş arabanın bu halde çalışmayacağını söyleyerek bir çekici istemişti. Esas konu ise; Ali ile birlikte gidecekleri yerdi.Eğer bu talihsiz kaza olmasaydı, şimdiye kadar varacakları yere çoktan varmışlardı.
Orası da Nurseydanın annesinin yaşadığı yerdi. Nurseydanın başına gelen her ne ise; bu kadınla ilgili merak ettiği her şeyi annesinden öğrenebileceğini düşünüyordu. Kerime hanım, şu an bulundukları yerden yaklaşık bir saat kadar uzaklıkta küçük bir kasaba da oturuyordu. Oraya bir an önce gitmeliydi.
Hiçbir konuşmayı dinlemedi. Zigo, Ali ve bu sinir yumağını da mecburi istikamet şoför tayin ederek Hüseyine veda edip yola koyuldular.
Sarışın bir kadın vardı avlunun önünde. Bir polis arabası. Ve bir kadın
Avluya açılan evin önünde öylesine oturuyordu. Kasabanın pazarıydı. Dört basamaklı merdivenin önüne bir pazar arabası.
Haberi olmadan gelmişti polisler. Nurseyda ile ilgili bir çok soru sordular.Çok da garip tiplerdi. Hele o sarışına kadın. O çok garipti.
Avlunun önünde bir o yana bir bu yana volta atarak telefonda konuşuyordu.
Aynen komiserim, aynen ben de öyle diyorum zaten aynen yani
Adı Belgindi. Emniyet Müdürlüğünde göreve iş başladığı zamanlar, Belgin Doruk olarak fiskos edilse de. Türk Sinemasının küçük hanımefendisi diye meşhur olan o güzel kadına benzerlik olarak yanından bile geçmiyordu.
Kız kurusu sarışın huysuz bir kadındı Belgin. Ve herkes ona Aynen Belgin.. lakabını takmıştı.
Yani iğrenç bir dosya komiserim, aynen, aynen anası ile konuşmaya geldik, neydi kadının ismi Kerime ha kerime aynen komiserim ben şimdi kapayım sizi daha sonra arayım. Saygılar Komiserim.
Avlunun girişinde başka bir adam daha vardı. Belginin çalışma arkadaşı Erdinç komiserdi bu.
Orada oracıkta ellerini ve kollarını köy evine doğru açarak acaip işaretler yapıyordu.
Sen ne yapıyorsun orada Erdinç Komiserim
Eve dikkat ettiniz mi? dedi Erdinç.
Belgin bir eve bir de Erdinç Komisere tuhaf tuhaf bakarak,
Ne var ki evde Erdinç Komiserim?..
Yani biraz yamuk gibi duruyor
Belgin bu cümleye her nedense Aynen diyemedi.
Ne alaka anlayamadım Komiserim de
Yok,yok yamuk siz kadınla konuşurken muhtardan duydum bu evleri vakti zamanında dışarıdan gelen bir usta yapmış hepsi yamuk, hepsi duvarların simetrisine baksanıza
Emniyet Müdürlüğüne Belginden bir yıl önce gelmişti Erdinç Komiser. Takıntılı bir adamdı. İri yarı olmasına rağmen canı pek tatlı az biraz hastalık hastası,kozmik bir adamdı. Kozmik denilmesinin nedeni ise; gerekli gereksiz her şey hakkında çok konuşur,çok bildiğini sanırdı. O da Belgin kadar tuhaftı.

Yorumlar

Başa Dön