Gökkuşağının Ucunu Bulmak...

Rivayet odur ki, gökkuşağının yere değen ucunda bir altın para varmış…

yazı resim

Çocukluğumda ne zaman yağmur yağsa, ardından gökkuşağının çıkacağı anı sabırsızlıkla beklerdik… O rengarenk kuşak, gökyüzünde belirir belirmez çığlık çığlığa bütün renkleri paylaşmaya çağırırdık: “Sarı benim olsun!”…”kırmızı da benim!..” “Hayır, kırmızıyı ilk ben gördüm, o benim rengim!..” Çocukluk işte… neden, niçin çıktığını bilmeden, doğanın bu güzelim süsünü bize sunulmuş bir armağan sanırdık… Ayaklarımızın ucunda zıplayarak, bir ucundan yakalayıp yeryüzüne indirmeyi düşlerdik. Ama inmezdi bir türlü… O’nu ilk görüşte sergilediğimiz çılgınlık, bir süre sonra yerini derin bir sessizliğe bırakırdı… konuşursak bu Kafdağı’nın ardından gelen Zümrüdü Anka kuşunu kaçıracağımızı sanır, çıt çıkarmazdık… Acaba nerede başlar, nerede biterdi?.. Ucu bucağı var mıydı?... Gökyüzünden yeryüzüne kucak açan bu sihirli kuşağı kim boyardı her yağmur sonrası?.. Çocuk aklımız yetersiz kalırdı bu soruları cevaplamaya… Ama O’nun bize bir şeyler söylemeye çalıştığını hissederdik:

“Bakın çocuklar, ben her yağmur sonrası mutlaka çıkmam. Benim doğuşum Güneş’e bağlı… Öncelikle Güneş, gökyüzünün yağmur olmayan yanında bulunacak ve yüksekliği gökyüzünün yarısından az olacak… İşte bu şartlar bir araya geldiğinde güneş ışıkları yağmur damlalarına düşer ve yağmur damlarlı da prizma işlevi görerek, benim renklerimin oluşmasını sağlar… Bir yerde ben Güneşim, ama Güneş’in görünmeyen yüzüyüm… Siz O’nu hep, parlak sarı bir ışık olarak görürsünüz. Aslında O, yedi an renkten oluşur ve bu renkleri ben yansıtırım yağmur sonrasında. Bakın benim renklerime!.. Bakın da, nasıl uyum içinde birleşip, tek bir renk olarak size gökyüzünden gülümsediğimi görün… Haa!..bir de benim nerede başlayıp, nerede bittiğimi büyüklerinize mutlaka sorun…”

Birgün sordum büyükbabama, gökkuşağının nerede başlayıp, nerede bittiğini…Bana şu masalı anlattı: “Rivayet odur ki, gökkuşağının yere değen ucunda bir altın para varmış… Bu öyle bir paraymış ki, bulanın elinde sürekli çoğalır ve onunla insan her istediğine kolaylıkla sahip olabilirmiş… Zor olan gökkuşağının ucunu bulabilmek… Bu masalı dinleyen bütün çocuklar gökkuşağının ucunu bulmanın yollarını ararlarmış… İçlerinden kararlı ve gözü kara olanları, hiç engel tanımaz yollara düşerlermiş; gökkuşağının ucunu ve ucundaki altın parayı bulmak için… sen de tüm yaşamın boyunca, o altın parayı bulmaya çalış olur mu?..”

Büyükbabamın anlattığı masalı ve verdiği öğüdü aklımdan hiç çıkarmadım… Gökkuşağının bana söylemek istediklerini de…Sanırım o altın parayı buldum: Eşim, oğlum, işim…

Siz gökkuşağının masalını henüz çocuğunuza anlatmadınız mı?..

Mutlaka anlatın olur mu?...

Başa Dön