Karanlık çökmüş
Silahlar hazır
Gemiler demirlenmiş kıyılara
Uçaklar karanlık gökyüzünü tehdit ediyor
Küçük bir adanın çevresini sarmış hepsi
Adanın ortasında ben…
Tek başıma,
Dizlerimin üstünde…
Dayan umutsuzluğun derin ve karanlık sularında boğulmuş kalbim
Birazdan silahlar patlayacak
Her şey gömülecek
Karanlık gökyüzünün altına…
Kapat gözlerini
Tetikler çekildi
Sadece saniyeler…
Bitmeyen
Tükenmeyen
Sonu gelmeyen
Saniyeler…
Küçük bir melodi
Bir gitar sesi
Ama silahlar yok
Uçakların uzaktan bile gelmiyor sesleri
Ama korkuyorum
Gözlerimi açmaya korkuyorum
Küçük bir gülümseme
Güzel bir koku
Aklımda sadece gülen yüzler
Yoksa bittimi?
Her şey fark etmeden oldu ve bittimi?
Ses bile duymadan?
Acı bile çekmeden?
Cennet
Ya da cehennem kapılarının insanı çeken çayırları
Aç gözlerini…
Karanlık yok
Gökyüzünün insanın iliklerini titreten sonsuz karanlığı
Yerini sonsuz bir maviliğe bırakmış
Gemiler sanki denizin derinliklerinde yok olmuş
Berrak ve hareketsiz
Peki ya zehirli kurşunların parçaladığı kuru topraklar?
Eşsiz gözyaşlarıyla sulanmışçasına yumuşacık
Güller ve zambaklar
Etrafımda sadece eşsiz güzellikteki
Güller ve zambaklar…
Cennet
Hayır cehennem
Ama olamaz…
Ama gerçek olamayacak kadar güzel
Rüyalar kadar eşsiz
Peki ya bu ses?
Eşsiz parmakların dokunduğu tellerden çıkan sesler?
Etrafımda sadece eşsiz güzellikteki
Güller ve zambaklar…
Kalbimin derinliklerindeki eşsiz ellerin tellere vuruşu…
Gerçek olamayacak kadar güzel bir rüya
Güller
Ve zambaklar…