Hamdolsun!..

şükretmekle, Şükrü olunmuyor ki!..

yazı resimYZ

size, basit bir soru: nasıl anlatırız meramımızı?

bu sorunun birçok yanıtı vardır değil mi? bebekler ağlar mesela, karnı acıkınca, altı kirlenince, herhangi bir yeri ağrıdığında...onun dilinden anlayan anne, hemen gerekeni yapar. süt dolu memesini uzatır bebeğin ağzına, altını değiştirir, kucaklayıp doktora götürür. işte bu yüzden ortaya çıkmıştır, ağlamayan bebeğe süt verilmez meselesi!..

hamdolsun!..

bu hayat pahalılığında, sanırım bebekler hep ağlayacak!..çünkü; anneler iyi beslenemeyince, memesinden süt akmayacak!.bu durumda, bebek sesiyle uyuyup, bebek sesiyle uyanacak, bebek sesiyle yaşamak zorunda kalacağız!..

hamdolsun!...

vah bize de, bebek sesini çok seven bir halkız biz aslında. bunu keşfeden milli hükümetimiz, Türk anneler, Türk babalar tek çocuk edinmeye başlayınca, dışarıdan anne ile babalar ithalatına başladılar!..giren girdi, giren girdi!..e maşallah yani, onlar da çok becerikli, bebek edinme konusunda!.. doğur bakalım, doğur!..her yer çocuk, her yer çocuk sesi!..bu gidişle yakında Suriye olacağız!.

hamdolsun!..

meramımızı anlatmanın en iyi ve en kestirme yolu, konuşmaktır. doğuştan gelen dil sorunumuz yoksa, anadilimizi kullanarak anlatırız meramımızı...bizim milli dilimiz Türkçedir. güzel dildir Türkçe...çünkü; konuştuğumuz gibi yazar, yazdığımız gibi okuruz. lakin, Türkçemiz saf dil değildir. içine sızan yabancı sözcükler nedeniyle bulanık suya dönmüştür!..ister istemez, ağız dolusu içeriz bu suyu!..içeriz çünkü; yapacak bir şey yoktur.

hamdolsun!.

mesela bu kelime Arapçadan sızmıştır dilimize...tevekkülün, baş eğmenin, boynum kıldan incedir demenin, tek sözcük olarak anlatımıdır, hamdolsun demek!..iyi ki dilimize girmiştir!..

ve bu gün, kahvaltı soframa yarım kilo çilek ile yaptığım reçeli koyabilmiş bir vatandaş olmaktan mutluluk duyan biri olarak diyorum ki,

hamdolsun!..

Başa Dön