Hangi Maviye Dokunsam Çıldırır
Sabahın uçurumdan, ürkek bir ceylan iner ovaya.
Doyurmak için, kayalıklarda saklar bedenini.
Vurulur güpegündüz, sorgusuz açlık
Ruhunu: yeşile kaptırmış ölüm küçüğüm.
Hangi yeşile dokunsam, çıldırır utancından.
Nere varsam, ardımda gezinir kör olası yalnızlık
Ayaklarım, hiç bilmediği mutluluğun arayışında
Yaşanmamış sevgi ararken, zindanlar karşımda
Saçlarıma asılır masum parmaklarım, tırnakların kan
Hangi maviye dokunsam çıldırır utancından
Ruhumun yedi rengini gösterirken, gökyüzü
Yalnızlığım, kucağına doğmuş ölümün
İçimde konargöçer, göçebe bir gönül yarası
Güneş buğulanır, yağmur kaçkını gözlerimde
Hangi sulara dokunsam, çıldırır utancından.
Gelenlerimden çoktur- arkasını dönüp gidenlerim
Hep ezildiğimden- ezip geçmedim hiç kır çiçeklerini.
Donuk tebessümler de saklı gözlerimde yağmur
Dökülüp gideceğim, kıyılarına tutunacak liman bulsam.
Bir dokunsam gözlerime, duygular çıldırır utancından.