Heceliksizim Bugün.

''..............Biri çiçeklerle oynuyor. Biri çiçek oluyor. Bide böcekler var kedilerle oynaşan.Anlamıyorsun tabi sen şimdi.''Gözbebeklerimden fırlayan yabancılığım kendime.Vazgeçmekten bıkmadığım metaforlar,dizginlenemez atasözleri,yerli yersiz gülüşmeler,kurallar,kendine uğramamış binlerce prensip.

yazı resimYZ

Şimdi yazıyorum bunları, eskiden yazamazdım.
İnan bana hala gözlerime bastırdığında ses çıkıyor, oda inliyor.
O da dinliyor.
Bir garip odanın telaşı. Savaşı, yâda neyi varsa işte.
Ateşi, geçişi.

Şimdi kazıyorum indim aşağıya bekliyorum.
—Burası kasvetli bal böceğim, bizim eve gidelim.
Der gibisin hala kulaklarımda.
Farkında değilsin.
Biz önde olsak ta, sevişebilirdi hatalarımız sinemanın arka koltuğunda.
Duymadın ki göresin. Birde kıskançlığın vardı üstüne.
Hadsiz kıskaçların!

Hadi senden geçtim yine..

Odaya gelelim. Gerçekten kasvetli, kasketli odaya…
Burası doğumların leş güzelliği gibi.
4 tane duvar. Anca bu kadar sayabildim.
4,9 da uyumuşum.
Onu da sayamadım.
Evet, hala beceriksizim.
Hala geceliksizim sana karşı.

Pardon girmicektim bu bahislere..

Odaya dönelim. Dışındakilere odanın.
Kapısız demirlere. Elsiz ayaklara, derinlere, inlere.
Hakirlere bide mağdurlara.
Bir sürü mağdur var burada kalbinden yemeye başlamış beynini.
Nefesleri kült ablası kokuyor.
Ciddiyim. Hepsi gülüyor.

Ne garip. Ben garip. Oda garip.
Ama sen dinlemiyorsun hala…

Biyerinde sen varsın sinmişsin buraya.
Banyonun ahizesi açık kalmış birde meşgul sesi var karşıdan.
Tabi yine görüşmedesin dünyayla.
Bide dinlesen. Benim dünyamı?

Biraz önce dışına çıktım yani odanın..
Yani o da tın!
Nasıl anlatsam biri çarpık diğeri masmavi et kokuyor
Biri dağılmış diğeri toparlanıyor.
Biri çiçeklerle oynuyor. Biri çiçek oluyor.
Bide böcekler var kedilerle oynaşan.

Anlamıyorsun tabi sen şimdi.
Boş ver… kağıdı da attım zaten ağıda yazıyorum bunları.
Herkes gülüyor ya bende inadına anlatmıyorum seni onlara!
İnadına ağlatmıyorum onları!
Dışarı çıktım sandım bir an.
İçerdeymişim.
Ne büyük çelişkilerim vardı şimdi uykudalar.

Yok! Olamaz! Bu kadarı da az!
Elinde bir kum saati;
—Budur saati, budur saati!
Kadın mı adım mı adam mı madam mı?
Üstüme üstüme geliyor.
Hırçın mıyım neyim öylece bakıyorum yüzüme. Ağzım açılıyor bir tren giriyor!
Felaket! Nerde nezaket!
Yavaşlıyor…

Uyanıyorum.. fırçalıyorum düşlerimi!

Düşüyorum yola.

Oda mı demiştik.

Ha,evet..
Artık oda benimle yolda…

Yolsuz o da!

Başa Dön