Kibrit

taze çıkmış kınından somun tekmesi.içine teke teke bir keçi girmiş.masalın bölük pörçük anlamsız gözleri büyümüş büyümüş kocaman kocaman prensestlere ruhunda devleşen cüceler minik minik devlere dönüşmüş.herkes kendi halinde yaşarken sütlimanı kentinde biri çarkı döndürmüş...döndüren kaçmış kaçanlar dönmüş.taze çıkmış kanından bu kıpkırmızı bıçak.senin tek görevin buraya yazmak.adab-ı mabad çerçevesi içinde üç kuruşluk kornea çeviriyoruz.sahne biziz üstümüzde lekeler atlayasıya uçuyoruz uçuk yerlerimize.

yazı resim

Ellerimi tutuyordun!...
dilimdeki bagaj kapak görevi görüyor ,işgal edilen ruhun pan-kart açıyordu genç genç.
tuttuğunu elliyordun..
bıraksam susmaya yeltenicek dahada batıracaktın pes kramplarımızı.
gözlerimi kapatıp imgeliyordum anca kancalarını askılığının.
başka aşka gide gele gebe kalıyorduk bakireliğe.
eklerimi yutuyordun!
biriken bezelerin tehlikeli olmaya başlamıştı yatay zekamda.
son ses soluğunun markası.
o tok o yok sesin.
nesin?
eslerimi atıyordun.
birbombardıman gırtlağında gidip gelen iki bademcik oluyorduk.
soluyorduk sonra soruyorduk .
tasında gitmemeye inatlı yağ kırıntıları.
sıkıntıları sabaha karşı atıyor .atışlara karşı sabahlıyorduk.
ve bir saba makamında tutturulmuş koltuklarımız .birimiz dönüyor diğerimiz duruyorduk.
belim seni tutuyordu ben tutkularını.
yutkundukça çınlıyordu oda.
ÇİN ÇİN!

Başa Dön