Her geçen gün insanların biraz daha mantıktan uzaklaştıkları, kişilerin birbirlerine tahammül edememeye başladıkları, en ucuz şeyin insan yaşamı olduğu bir ülkede yaşasaydınız;
insanların her gün siyasetten biraz daha uzaklaştığı, oy vermemenin bile sözümona bir özgürlük göstergesine dönüştüğü, işsizliğin ve açlığın had safhada olduğu bir ülkede bulunsaydınız;
ve bu ülkede her geçen gün sanata ve santçıya saygının azaldığını görseydiniz, üretmenin, konuşmanın, tartışıp doğruyu bulmanın giderek gereksizleştiğini farketseydiniz;
bahsi geçen bu ülkede iyi bir şeyler yapmak için samimi bir çaba içerisinde olmanıza rağmen birkaç kişinin öldürüldüğü ufak bir mahalle kavgasında tüm isteğinizin uçup gidiverdiğini görseydiniz;
bu ülkede doğruları söylemekle deli durumuna düşseydiniz ve deliliğe devam ederek sayısız ölüm tehlikesiyle burun buruna gelseydiniz;
gösterdiğiniz en ufak ve en uygar tepkide başınıza bir silah dayanmasıyla yaşamdan korkacağınız bu ülkede, önünde sonunda sanattan soğuyup kendinizi ilgisizliğe verseydiniz;
aynı işyerini paylaştığınız kişileri önünüzde engel, aynı okulu paylaştığınız arkadaşlarınızı da rakipleriniz olarak görmeye başlayıp sonunda onlardan uzaklaşarak içinize kapansaydınız;
korkmaya başlasaydınız;
korkmaya başladığınızda hep otelde yakılan sanatçıları, ders çıkışı bombalanan öğrencileri, telle boğulanları, şişlenenleri, ve diğerlerini anımsayıp korkunun esiri olsaydınız;
sürekli önünüzün tıkandığını hissederek bunalsaydınız;
Türkiye'yi özler miydiniz?
Özlerdiniz elbette.
Şunu bilin ki çok şanslı insanlarsınız; çünkü hala Türkiye'desiniz ve sizin ülkenizde yukarıdaki iç karartıcı durumların hiçbirisi yok. Şanslısınız; gönül rahatlığıyla odanıza çekilebilir ve mışıl mışıl uyumaya devam edebilirsiniz.
Her Şey Güllük Gülistanlık
Allaha çok şükür ki bizde böyle şeyler olmuyor.