Hiç! Hiç! Hiç!..

Hiç'de gözden kaçanları düzelterek, olumsuzluğunu giderdim.

yazı resim

Hiç! Hiç! Hiç!..

Çok eskiden -tuz'a- hiç derlermiş.
Kadının biri oğluna hiç al da gel demiş
Tuzcu biraz uzakta,
Oğlan çocuğu zihinsel engelli
Unutmayayım diye -hiç- sözünü tekrarlayarak
Balık tutanların yanından
Hiç! Hiç! Hiç! deyip geçerken, balıkçının biri
Basmış tokatı yüzüne,
Çocuk anlamış durumu
“ Ne söyleyeyim” demiş
Balıkçılar :
“Biri çıktı, biri daha çıksın de” demişler.
Engelli çocuk :
-Biri çıktı, biri daha çıksın- diyerek cenaze çıkan
evin önünden geçerken, tokadı yemiş.
Çocuk afallayıp bakarak :
“Ne söyleyeyim” demiş.
Cenaze sahipleri :
“Oğlum Allah rahmet eylesin denir” demişler.
Bu sözü söyleyerek, köpek ölüsünün yanına gelmiş.
Orada bulunanın birisi yapıştırmış tokadı :
”Köpek ölüsüne Allah rahmet eylesin denir mi?”
Ne söyleyeyim demiş çocuk.
“Pis mundar” dersin demişler.
Çocuk unutmamak için -pis mundar, pis mundar- diyerek
Bir çedikçinin önünden geçerken, diktiği çediğin ipini dişiyle çekmeye çalışan çedikçi, pis mundar diyen çocuğa kızarak, pis mundar ben miyim, sen misin, diyerek çocuğa bir tokat da o vurur.
Çocuk ne diyeyim diye sorar?
Çedikçi :
“Çek uzasın, çek uzasın” demesini söyler.
Çocuk, bu iki kelimeyi söyleyerek giderken,
yolu, yaramazlık yapan çocuğunun kulağını çeken
kadının önüne düşer… Kadın kendi çocuğunu bırakarak,
“çek uzasın, çek uzasın” diyen çocuğu pataklamaya başlar.
Çocuk : Beni niçin dövdün diye sorar?
Kadın, biraz da pişman olarak :
“Hiç “ deyince, ‘hiç, alacağını hatırlayarak tuzcuya gider.

Hafızamı yoklamak için, çocukken anlatılan bu tekerlemeyi yeniden sıraladım.
Günümüze de uyuyor. Hiç uğruna geçmişte bu kadar insan başı yenirken, astıklarımız, kaybettiklerimiz yerine, bazı kişileri sanki, darağacından alıp, meclise getireceğimiz, salıvereceğimiz gibi geliyor bana..

Yorumlar

Başa Dön