G ö r ü ş
Türkiye’de üç kişiden birinin, sinirsel veya başka rahatsızlığı var, tıp böyle açıklıyor (gerçek araştırma farklı olabilir) Bu biraz da ülkenin siyasi yapısından, huzursuzluğundan, istikrar bulamamasından kaynaklanan bir durumdur. Özelleştirmeler, yeni projeler, masa başında alınan kararlar.
Hangi konuya el atıp kafa yorsak, iç yapımız açık veriyor, geçmişin hatalarıyla karşılaşıyoruz. Yaşları altmışı aşanlar, bu hataların içinde yoğrulmuş çiğ yapıyı hatırlıyor, hatırladıkça da, “mazi kalbimde yara, böyle söyleyin yâre” türküsünü terennüm ediyor.
Genç nüfusa sahip bir ülke olarak, dinamik bir yapımız var. İhtilal adı altında yapılan askeri darbeler, muhtıralar, siyasi partilerin birbirine karşı, sert tavırları dinamik yapımızdan değil, çok kez hazımsızlığımızdan ileri gelmektedir. Deltaları meydana getiren ırmaklar, deryada birleşmiyor.
Yazacağım pek çok konu var, yaşımın ileri, gözlerimin yorgun olmasından ötürü, kısa yoldan gidiyor, manzum yazmayı tercih ediyorum. Bugün burada da böyle yapacağım.
Bilanço
Atletizm ana spor, serbesttir, çayır meydan
Her seçim bir güreştir, seyircisi tüm vatan
Galip gelen iktidar, mağlup olan muhalif,
Yarımlar tamlanmalı, halkı gerip durmadan.
Muhalefet söylüyor, bağımsız, özgür hâkim
-Yassıada’da gördük- bağımsızdı nitekim(!)
Neredeydin a mirim, en sondan gelen islim,
İnsan kıyma olurken, kokup dururken ayran.
Gemi de isyan düşün, yurdunda bin harabat
Kaptan köşkü tedirgin iş vermiyor maslahat
Zehir olmuş halk aşın, kendi kotardığın tat,
Nasıl satar bu tablo, nasıl kül yutmaz vatan.
Üç yüz altmış yediyle, tüy de diktik hakeza
Bardaklar karışmasın, bol kahkaha, istihza
Görün ey dostlar görün, göze fer, akla seza,
Herkes bildiği tarzda, öttürüyor borazan.
2010