HÜZÜN
Telefonda 35 yıl öncesinden bir ses.Anımsıyor insan biliyor musunuz o tanıdık tınıyı.Anımsıyor o çocuk yılları...Ne kadar küçüktük.8 yıllık bir yatılı okul ve ufacık, korunmasız bir sürü çocuk..Ne iyi arkadaşlarımız varmış, ne iyi hocalarımız varmış demek ki. Konuştukça hatırlıyoruz, çocukluğumun o sıcak, o temiz ,o sevgi dolu yıllarını.Anılar...öğretmenin bize Kuğu Gölü'nü dinletmesi,
gözlerinizi kapayın, hayal edin, ne görüyorsunuz deyip anlattırması.Var mı hala böyle şeyler okullarda...
Konuştukça hatırlıyoruz. Bugünü konuşuyoruz ama aslında konuştuğumuz dün.
Dünden gelen sevgi, saygı .Dünden gelen dostluk.
------------------
Böyle demişim yaklaşık bir ay önce. Yanılmamışım.Dostluk aldı bizi götürüyor.Nasıl da keyif alıyorum sohbetlerimizden.İnce biri. Ve kültürlü.Neden böyle arar olduk birbirimizi? Bir sürü açıklaması olabilir ama en önemlisi bence hüzün. O da, ben de hüznü seviyoruz. Şiirde hüzün...
------------------
ELDE VAR HÜZÜN
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam aşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
Attila İlhan
Dostlar ırmak gibidir. kiminin suyu az, kiminin çok...
kiminde ellerin ıslanır yalnızca, kiminde ruhun yıkanır boydan boya.
19.01.2012 .Çkl. Ülkenur