Cellâtlar yine iş başındaydı
İnsanlık ölürken
İdam sehpaları kurulmuştu
Cezaevinin bahçesine
Gece yarısı ansızın
Yataklarından alınıp götürüldüler
Postallarının ipleri bağlanmadan
Birer birer alınıp götürülüyorlardı
İdam sehpalarına
Cellâtlara yine iş çıkmıştı
Ay karanlıktı
Gece çoktan kurşuna dizilmişti
Her şey ölmüştü
Şehir topyekûn ölüyordu
Kendi aldıkları nefeslerinden
Seslerine ses olacak, ses yok olmuştu
Gülerek ve umutla yürüyorlardı
Elleri kelepçeli, ayaklarındaki prangalarla
Renkler solmuştu ve renkler yok oluyordu
Renksizliklerinden...
Duvarın rengi yoktu, sehpanın rengi yoktu
Bir ip esir alabilir miydi onları
Onları nefessiz bırakabilir miydi?
İp boğazlarında
Söz ağızlarında
Hep birlikte bağırdılar
Kahrolası düzene
Özgürlük diye...
İdam Sehpaları
idam sehpaları