bir metreden fazla karla karşılaştım sabahın ilk ışıklarında...
sokağınızdan geçerken o an aralamıştın pencereyi,
sokakta bir ben vardım bir de serçeler,
ilk kez yüreğimden koptu bir şeyler,
yüreğimde pır pır serçeler!
o zaman deniz görmemiştim
ilkokul çağında yüreğim!
dünyam o küçücük kasabaydı...
kocaman bir şehirden gelmiştin;
ellerin kar beyazı,
gözlerin bahar yeşili,
saçların sarıydı..
camın buğusuna seni seviyorumyazdığında
kanatlandı yüreğimdeki serçeler...
seninle iki mevsim geçti,
zemheri ve bahar
hazan mevsiminde göçüp gittin
uzak kocaman şehirlere
bu küçücük kasabanın uzun çekilmez kış gecelerinde
ne sen varsın artık, nede serçeler..
hala geçerken sokağınızdan,
perde aralanmasa da
O bakışın duruyor pencerede
yitik bir aşkın hüznüyle
bir ben kaldım,
bir de yüreğimin buzdan yaktığı ateşler... ]