"Yaratıcılık, beynimin en tuhaf köşelerinde saklanan, asla ödenmeyecek bir borçtur." – Dorothy Parker"

İşte Öyle Bir Hikâye

Bir ceylanın gözündeki hüzündün sen. Yüreğime yağdın alaca karanlık biterken. Uçsuz bucaksız sevda vadisinde yürürken. Kurşundun ansızın ciğerime işleyen.

yazı resim

Bir ceylanın gözündeki hüzündün sen.
Yüreğime yağdın alaca karanlık biterken.
Uçsuz bucaksız sevad vadisinde yürürken.
Kurşundun ansızın ciğerime işleyen.

Ortalık ağarırken ellerin gibi.
Gözlerindi bana uzaklardan gel diyen.
Gülümsüyordun eflatun bakışlarınla.
Eflatun renkli bahçelerden.

Üç beş nöbetinde işlediğim vukuattın.
Hiç kimse bilmeden seni düşlerken.
Kaç kez geçtim hayallerimde,
Evinin önünden mahallenizden.

Eleğimsağmalara ısmarlardım,
Her yağmurdan sonra.
Erguvan bakışlarını getirmezlerdi.
Benim bu minval üzere ömür tükettiğimi,
Sen de bilmezdin, şarkılar da bilmezdi.

Papatyalar ağlardı, sisli akşamlarda.
Yollara düşerdi yüreğim.
Ceylan gözündeki hüznü arardı.
Yağmurlarla düşen ceylan bakışlarında.
Sensiz bir gün daha batardı.
Yakamoz esiri gölgeleri sevdamın,
Bir ceylan gözünde hüzün hüzün parlardı.
Ankara,15.11.2007 İbrahim Kilik

KİTAP İZLERİ

Nasipse Adayız

Ercan Kesal

Ercan Kesal’ın Trajikomik İktidar Oyunu: "Nasipse Adayız" Her siyasi kampanya bir absürtlükler tiyatrosudur, ancak Ercan Kesal, "Nasipse Adayız" ile bu dramanın Türkiye'ye özgü sahnesinin perdesini
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön