Soğuktan donmuş elleriyle karıştırır çöpleri.
Tüm mahalleyi tanır sokağa atılmışlardan,
Dün akşam neler yaşan(ma)mış bilir,
Kimi üç kutu birayla izlemiş akşam ki maçı,
Kimine çok gelmiş ucundan koparılan ekmekler.
Kimi bir paket sigarayla paylaşmış içindeki acıyı.
Kimi yırtıp atmış resimleri, boşa gitmiş emekler…
Kimse bilmeden herkesin derdiyle dertlenmiş,
Kıdemli yalnız, fark edilmeyen karartı,
İsimsiz sabah tıkırtısı, “kâğıt toplayıcısı”…
Çözünerek kola asitlerinde, hayatı çözer çöplerde.
Okumadan geri dönüştürmez aşk mektuplarını.
Çekinmez okumaktan, çünkü çöpte özel olmaz.
Yırtılmış resimleri birleştirmede ustadır,
Kâğıtlara hapsolmuş, atılmış her umudu yaşatmak ister.
Isıtmak ister aşkları donmuş elleriyle,
Kediler şahit, köpekler dosttur ona.
Kendiyle konuşur, çöplerle konuşur,
Çuvaldan arabasıyla, her nefeste yürür meçhul sona…
Parkasında iğne izleri, yüzünde acı bilgelik,
Okur okumaz ayrılık mektuplarını,
Hemen geri dönüştürür, kâğıda tembih eder her defasında.
“Döneceksen yine bana, mutluk mısralarıyla dön.”
Kim bilir sen döndüğünde belki bende dönerim…