ince sızıma
sayın bayım
mektubuma başlamadan önce
selam eder
içine kapanık ağır kapınızın
anahtar deliğinde uzayan
pinokyo burnunuzdan
öperim
bilmem kaç zaman oldu size yazmayalı
demode olmuş aşkınızla
şeytanınızla raks çeken
seni seviyorum'larınızla
yalnızlığınızın kaçıncı sayfasındasınız
söyleyin
yakıştı mı bayım
nankörlük
hayatınızın yakasına
biliyorum
ben yine düşle gerçeği birbirine karıştırdım da
söyleyin lütfen
siz hangisiydiniz
benimle vedalaşmadan
titrek sesinizle tarihe karıştığınız için
bilseniz ne kadar müteessirim
kalbinize postaladığım eski mektuplarımın bir kısmı
aşkı kazanmak uğruna
gururumu yüreğinizin sokaklarında
bir süpürge ettiğim
bir kısmı da
başımı döndüren denge bozukluklarınıza yazmış olduğum
sağlık raporlarımdı
uzun zamandır yoksunuz bayım
yüzünüzü gören cennetlik
bilseniz ne çok aradım sizi
makyajını yaptığım cesetlerin gözlerinde
yaşıyor musunuz bayım
mutlu musunuz
soluk soluğa koşturduğunuz çocuk oyunlarınızdan sonra
sakın terli terli su içmeyin
şimdi ne renk giydiriyorsunuz karakterinizi
sizde biliyorsunuz artık
körlüğümün siyah beyaz olduğunu
sahi gözleriniz ne renkti bayım
tanımıyorum renkleri
bütün renklerin canı cehenneme
siyahla çıktım yola
beyazla döndüm
yaşamak nedir bayım
nedir yaşamak
gündüzün biçimsiz tüylü bacakları arasında mantık koşturup
gecenin ağız boşluğunda
ellerimizi büyütüp
tırnaklarımızı söktürmek mi zifiriye
bakın şu dünyanın manzarasına
alnındaki tere kan karışmış
kötü ruhlar duşunu alıyor altında
modası geçen herşey itilirken en ücra köşelere
kırdığım cümlelere yaslanıp
şiirle çoğalıp
dünyanın manzarasıyla değiştiriyorum
yüreğimin duvar kağıdını
rengi mi
gözlerimde siyah beyaz
hayıflanmayın bayım
hayıflanmak nafile
biliyorum
içinizde kalan ukdenin
devingen kurbanı bendim
şimdi
bir kum saatiyim bayım
ya ters çevirin beni
takvimden habersiz gözlerinize akayım
ya da
miladı dolmuş aşkın beyin duvarlarıyla
kırıp parçalayın beni
müteessirim bayım
ey benim dertli başım
hayatın sofrasına birlikte oturamadığımız için
akşamları iki lafın belini kırıp
dudak çizgilerimizde
tebessüm koşturamadığımız için
sıradan bir hayat ağacım var
bir kolu kırık
diğer kolu
kuşun ağırlığına can kurban
yaşamak bu olsa gerek bayım
her başlangıcın bir sonu vardır
unutulmak dileğimle
Sevdambeyaz
S.G