Sövelerin titremesi durmuş değil henüz
Kapının gürültüsü kulak zarlarıma doğru dalgalanmakta
Tavandan dökülen tozlar saçlarıma düşmedi daha
Şimdi sen kapının öbür tarafındasın ben bu tarafında
Umurumda değil odanın buz gibi soğukluğu
Korkutmuyor beni yalnızlığın depremsi uğultusu
Yerdeki vazonun kırıkları da umurumda değil
Batarsa batsın ayaklarıma, acımıyorki…
Yüreğimdeki acıyı da acıdan saymıyorum işte
Hadi sende öfkeni kulak ardı et biraz, yenik düşme
Ertele hiç olmazsa bir an…
Bir dönüm noktasıdır bu an, dönülmez bir karar anı
Bir salise kadar kısa, iki hayat kadar önemli
Kararını ver kapının kulpunu elinden bırakmadan
Ya geri dön zamanı yarım saat geriye alayım senin için
Sevişmemize kaldığımız yerden devam edelim
Hiç birşey olmamış gibi dudaklarına değsin yine dudaklarım
Saçlarında dolaşmaya devam etsin ellerim
Hayallerimizi yeşil panjurlu pencereleri süslemeye devam etsin evimizin
Bahçesinde çocuklarımız sarmaş dolaş çiçek açsın
Menekşe gözlerin doğsun sabahları yuvamıza
Bizimde bacası tüten bir ocağımız olsun
Yada bırak kapının kulpunu düşeyim hayatından
Şu an alnından düşmekte olan soğuk ter damlaları gibi
Bir yıldız gibi düş sende anılarımdan
Katrana bulanmış tel bir fırça geçsin gözlerimden
Ne tanımış olayım seni ne sevmiş nede sevişmiş
Güneş batsın bir daha doğmamak üzere
Anılar gömülsün toprağa, çiçekler boyun eğsin
Tut nefesin sıkıca, karar ver!
Sevdiğim misin, değil misin?
Rotterdam, 27-09-2003