söz kestik toprağın kertisine
üç günlük ömrü
nabız kıtlığı firarisinde ölümün...
buyurun!
düğünümüz var bu gün
gelin ağlar zemheri sesinde
acısını yuttuğum...
oysa
tam alışmıştım sana
şu dağ benim diyordum...
aç bakalım çiçeklerini
kızılcık ağacı!
içimdeki baharı çalıyorsun...
ah ömrüm!
başta bitmeyecek kadar uzun
sonda yıldız kayması kadar kısa
masala benziyorsun...
hatırımda
tek sana dokunduğum karanfil var
bende uyuttuğun...
gerisi
Boş bir şehirde
hiç kimseye verilmemiş
merhaba...
ey dilim!
kimi arıyorsun?