Kırk Hadis Işığında

Peygamberimizin mübarek sözlerine “hadis-i şerif” diyoruz.Hadisler,dünyevî ve uhrevî hayatımızı nasıl tanzim edeceğimizi öğretir.Her insan Kur’an-ı Kerim’den mana çıkaramaz .

yazı resim

Peygamberimizin mübarek sözlerine “hadis-i şerif” diyoruz.Hadisler,dünyevî ve uhrevî hayatımızı nasıl tanzim edeceğimizi öğretir.Her insan Kur’an-ı Kerim’den mana çıkaramaz .Hadisler,Kur’an-ı Kerim’in herkes tarafından kolaylıkla anlaşılmasını sağlar.
Peygamber Efendimizin binlerce hadisi mevcuttur.Bu mübarek sözler bizlere kılavuzluk etmektedir.Efendimizin hadislerini;yakın çevresinden ve sahabelerden öğreniyoruz.Hz.Aişe,Ebu Hureyre gibi zatlar en çok hadis rivayet etmiş kişilerdir.
Hadisler sözlü gelenekle günümüze ulaşmıştır.Bu nedenle hangisinin doğru,hangisinin uydurma olduğunu kestirmek zordur.Bunu engellemek için altı büyük hadis kitabında ortak olan hadisler alınarak “Kütüb-i Sitte” adıyla bir araya getirilmiştir.Bunlar doğruluğu ispatlanmış hadislerdir.Çünkü pek çok muhaddis bu sözlerin doğruluğunu ve hadis olduğu gerçeğini kuvvetli delillerle ileri sürmüşlerdir.
Hz.Muhammet(SAV)’in özellikle kırk büyük hadisi “Hadis-i Erbain” pek çok İslâm âlimi tarafından tefsir ve tercüme edilerek insanlığın hizmetine sunulmuştur.Hatta bazı şâirler bu seçkin hadisleri manzum olarak dile getirmişlerdir. “Kırk Hadis” bize ameli konularda ışık tutmaktadır.Şimdi bu hadislere değinmek istiyorum.Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:
“Her kim,duyulsun diye bir iş işlerse Allah onun kıymetsizliğini duyurur.Her kim de gösteriş olsun diye bir iş yaparsa Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır.”
Günümüzde bu hadis-i şerife muhatap olan kişilerin sayısı az değildir.Gösteriş hevesi hâl ve hareketlerimizi yönlendiriyor.Bu uğurda avuç avuç paralar sarfediyoruz.Desinler,bilsinler,tanısınlar,özensinler diye har vurup harman savuruyoruz.Sonuçta insanlığımızı bir hiç uğruna kaybediyoruz.
Resulullah,ellerini açarak kemâl-i ihlasla şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Acizlikten,tembellikten,korkaklıktan,(yerinden kalkamayacak derecede) ihtiyarlıktan sana sığınırım”
Acizlik,tembellik ve korkaklık insanı zelil eden,istenmeyen davranışlardır.Bu hâl üzere olanlarda şahsiyet aranamaz.Kişiliğin temel dinamikleri cesaret,çalışkanlık ve iktidar gücüdür.Böyle hasletlere ulaşma azmini taşımalıyız.
Hz. Muhammet(SAV) barışın tesisi hususunda şöyle diyor: “İnsanlar arasını düzelten,bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir.”
İnsanlar arası ilişkilerin sağlıklı yürümesi karşılıklı anlayış ve sevgiyle mümkündür.Kavga ve gürültü hiçbir zaman iyi sonuçlar vermez.Fertler haysiyetli olursa toplum da ruhen ve madden güçlü olur.Onun için dargınlıklara ve kavgalara mahal vermemeliyiz.İnsanların arasını düzeltmeliyiz.
Peygamberimiz yalan konusunda da şöyle buyuruyor: “Yalan kötülüğe,kötülük cehenneme götürür.İnsan yalancılık yapa yapa nihayet Allah katında yalancılardan yazılır”
Yalan ile iman bir arada bulunamaz.Kişi tercihini ortaya koymalıdır.Yalanın cehenneme götürdüğü gerçeğini gözardı etmemeliyiz.Ya olduğumuz gibi görünmeli,ya da göründüğümüz gibi olmalıyız.Allah,bizleri yalandan ve yalancılardan korusun.

e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com

Başa Dön