"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

''Bir damla, bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder.''

yazı resim

Masadaki açık duran gazetenin başlığı dikkatini çekti, başlıkta ''Meşhur gündüz kuşağı televizyon programcısı kadın gelsin cinayeti çözsün'' diyordu. En çok okunan gazetenin polemiklerle ünlü köşe yazarı da bir köşe yazısı yazmış gazetede bunu manşet yapmıştı. Beklenen medya fırtınası başladı diye söyleniyordu Poyraz müdür. Yetmezmiş gibi bu kez de masasındaki telefonu çalmaya başladı. Mikrofonik bir ses tonunun sahibinden anlamıştı giderek renklenmeye başlayan popüler bir cinayet vakasının ününün şehrin sınırlarını aştığını. Arayan ulusal yayın yapan televizyon kanallarından birinin yöneticisiydi.    

Kendini nazik bir şekilde tanıttı ve kısa tanışma faslından sonra nihayet konu Leyla Çağlar cinayetine gelmişti;

-- Sayın müdürüm biz, bu olayla ilgili sizinle görüşmek istiyoruz sakıncası yoksa tabi. Konu medyada çok geçiyor kızcağızın hayat hikayesi toplumun bir yarasına dikkat çektiği için. Bu gizemli olay bizim de dikkatimiz çekti. Biliyorsunuz kadın cinayetleri gündemi çok meşgul ediyor, toplumsal yankı uyandıran bu olaylarda bizde önem veriyoruz, kanayan bir yaraya dikkat çekmek kamu görevi sayılır biliyorsunuz. Bizde bu konuda kamuyu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için neler yapabiliriz diye sizinle görüşmek istedik.

--- Anlıyorum, ama telefonda ne anlatayım, telefonla hassas konuları konuşmak pek prensibim değil ama tabi basının haber alma hakkı var. İsterseniz ve gelirseniz ancak yüz yüze görüşebiliriz, yoğunuz ama size bir fırsat yaratıp vakit ayırabilirim sanırım. Ayrıca duyarlılığınız gayet güzel, sadece reyting kaygısıyla bol kanlı manşet haberlerinden sıkıldık takip ediyoruz biz de basını. Biliyorsunuz bazen dikkat edilmiyor çok izlenme hırsıyla kanayan yaraya dikkat çekelim derken kaşıyıp yarayı daha da kanatıyorlar.

-- Şey müdürüm, haklısınız basınla ilgili tespitleriniz çok doğru, bende zaten onu diyecektim ben şu an oteldeyim şehrinize geldim, müsait olursanız uğrayım diye önden aramıştım aslında. Ayrıca haklısınız sizinle görüşüp bilgi almadan yayın yapmak istemedik o yüzden. Polis muhabirliği yaptım yıllardır sizin ekipten İstanbul’dan tanıdığım arkadaşım vardı Şefik komiser onu aradım danıştım ve o önerdi sizinle görüşmemi. Hatta bahsetti yaptığınız detaylı çalışmalardan, bizde bunu haberleştirelim caydırıcı olsun bu vakalarda, elbette sizin verdiğiniz ölçüde yaparız soruşturmanızın seyrine zarar vermek istemeyiz asla.

Elbette tek sorun halkın bu yorumları yapması değildi, basında yer alan abartılı başlıklar ve özellikle internet medyasının daha fazla beğeni-yorum alma ve izlenme hırsı gazeteci yorumları ile eklenince içinden çıkılmaz bir sarmala dönüşmüştü. Şüphelilerin kişilik yapıları ile hayat hikayeleri hayali tanık görüşleriyle süslenerek verilince magazin seven halkın daha çok ilgisini çekiyordu. Bu vakanın en zor yanlarından biri de şimdiye kadar mevcut şüphelilerin cinayeti işlemek için her türlü sebebi olmasına rağmen somut olarak suçlamaya yetecek delillerin henüz elde edilmiş olmamasıydı.

Eğer katil bunlardan biri değilse muhtemelen Leyla ile hiçbir bağı ve iletişim geçmişi olmayan biri olabilir miydi ? Kısa zaman aralığında işlenmiş bir cinayet için iz ve delillerin yetersiz ya da çok az olduğu olaylar çözümü imkansıza yakın olaylardı. Her iki durumda da medyanın ve kamuoyunun ve halkın mesleği cinayet uzmanlığı olmasa da, futbolda herkesin gönüllü teknik direktör olması gibi bu tür olaylarda doğal bir dedektif olarak yorum ve haber yapılmasına yol açmıştı. İnsanoğlu teknoloji ve yapay zekâ ile tanıştıkça; evrenin bilinmezlerini bulma hırsıyla yaşadığı bu gerçek üstü ‘’Postruht’’ çağında kendi çıkmazlarında kayboluşu şaşırtıcı hızda devam ediyordu.

KİTAP İZLERİ

Gözyaşı Konağı

Şebnem İşigüzel

Osmanlı Sürgününde Modern Bir Kadının Sesi Şebnem İşigüzel, Gözyaşı Konağı’nda, 19. yüzyıl Osmanlısının boğucu atmosferini, ataerkil bir ailenin baskısıyla Büyükada'ya sürgün edilen genç bir kadının
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön