Koç Kahvesi Destanı

Hacı Hasan Ahmet hiç çay içmezdi. Çiro Mehmet dolmuşundan inmezdi. Pepe Zeki huyundan vazgeçmezdi. Şimdi sohbetlerde o Koç Kahvesi.

yazı resim

Deniz yeli efil efil eserdi.
Etrafını beyaz çitler süslerdi.
Çitlerle çiçekler sohbet ederdi.
Şimdi nerde acep o Koç Kahvesi.

Taşradan gelenin adres mihengi.
Yazılır zarf üstü adresin dengi.
Şehir gazozunun ne hoştu rengi.
Mısralara sığmaz o Koç Kahvesi.

Önünde asmadan talvarı vardı.
Gölgesi koyuydu teni sarardı.
Olsaydı sıcakta oturmak vardı.
Artık hayallerde o Koç Kahvesi.

Şehir gazozunun tadı başkaydı.
Naci Emmi çay markası sayardı.
Kerim Dede çayın tadını aldı.
Gayrı masallarda o Koç Kahvesi.

Aslan Bekir şakayı çok yapardı.
İncir Eyüp çit üstünden atlardı.
Nice renkli simaları da vardı.
Hatıra yığını o Koç kahvesi.

Sakinlerin çoğu dâr-ı bekada.
Bir gün buluşurlar hepsi ukbada
Kafes Mehmet adı geçer şakada.
Anılar içinde o Koç Kahvesi.

Bekçi Ahmet suyu nazla verirdi.
Taşçı Hüseyinse sinkaf ederdi.
Ali Bey taşçımız bekçimiz derdi.
Yârenlik yeriydi o Koç Kahvesi.

Muhtar Şaban el yazısı yazardı.
Mersin yolu kalabalık pazardı.
Hüseyin öğretmen bize kızardı.
Kargıpınarı’nda o Koç Kahvesi.

Darbazlı Muhammed, Kuyucu Veli.
Cangazla Mulluku ondan evveli.
Genç yaşta rahmetli Ebenin Ali.
Tarih sayfasında o Koç Kahvesi.

Hacı Musa hiç kahveye gelmezdi.
Molla Hüseyin Ahmet çaydan geçmezdi.
Yüzbaşı Muhittin çayı dökmezdi.
Tozlu sayfalarda o Koç Kahvesi.

Hacı Hasan Ahmet hiç çay içmezdi.
Çiro Mehmet dolmuşundan inmezdi.
Pepe Zeki huyundan vazgeçmezdi.
Şimdi sohbetlerde o Koç Kahvesi.

Kader Usta kalıp buz getirirdi.
Hızır gibi her hafta yetirirdi.
Naci Emmi buzları bitirirdi.
Serinlik yeriydi o Koç Kahvesi.

Namın veren Ali oğlu Yahya’ydı.
Bir motoru vardı kral markaydı.
Bir kazada yıldız olup da kaydı.
Şimdi öksüz kaldı o Koç Kahvesi.

Bir zamanlar namı vardı dağ gibi.
Koç Ali’ydi sahibinin sahibi.
Ne memuru vardı ne de katibi.
Şimdi yerle yeksan o Koç kahvesi.
Ankara,10.03.2009 İ.K

Başa Dön